Mesnevi-i Nuriye | Lemalar | 13
(10-20)

ÜÇÜNCÜ LEM’A: Cenâb-ı Hakk’ın canlı mahlûkata bastığı hayat hâteminin gayr-i mütenâhî nakış ve keyfiyetlerinden bir nümûneyi göstereceğiz. Şöyle ki:

Nasıl ki suyun katrelerinden, şişenin parçalarından tut, seyyar yıldızlara kadar şeffaf veya şeffaf gibi her şeyde şemsin cilvelerinden şemse mahsus bir turra, bir cilve bulunur. Kezalik, Şems-i Ezelî’nin de bütün canlı mahlûkatta “ihya ve nefh-i hayat” cihetiyle bir tecelli-i Ehadiyyeti vardır ki, bütün esbâb iktidar ve ihtiyar sâhibi oldukları farz edilse dahi, o sikkenin ne mislini ve ne taklidini, ne münferiden ve ne müçtemian yapmaktan acizdirler. Buna binâen şeffaf şeylerde görünen o timsaller şemsin timsali olup, şemsden o şeffaf şeylere in’ikas etmiş olduklarına hükmedilmediği takdirde, o sayısız katrelerde ve zerrelerde her birisinde hakîki bir şemsin maddesiyle mevcûd bulunduğuna hükmetmek lâzım gelir.

Kezalik, Şems-i Ezelî’nin şuâlar menzilesinde olan tecelli-i esmâsının nokta-i merkeziyesi olan hayat, Şems-i Ezelî’ye isnad edilmediği takdirde, bir sineğe, bir çiçeğe varıncaya kadar her bir zîhayatta nihayetsiz bir kudret, muhit bir ilim, mutlak bir irâde gibi Vâcibü’l-Vücûd’dan maada hiçbir şeyde vücûdu mümkün olmıyan sâir sıfatların mevcûd olmasına câhilâne, ahmakâne, gülünç bir bâtıl hüküm lâzımgelir. Ve aynı zamanda, şu bâtıl hüküm ile her bir zerreye ve her bir sebebe bir ulûhiyet-i mutlakayı isnad etmekle sayısız şerikleri isbat etmek mecbûriyeti hasıl olur.

Maahaza tohum olacak bir habbe veya bir çekirdekteki garîb, acib, muntazam vaziyete bakınız ki; o habbe, tohumu olacak cismin bütün eczâsiyle münâsebetdar olduğu gibi, nev’iyle yâni ebnayı cinsiyle de ve bütün mevcûdât ile de münâsebetleri vardır. Ve onlara karşı o münâsebetleri nisbetinde vazifeleri vardır. Eğer o tohumcuk habbenin Kadir-i Mutlak’tan nisbeti kesilip kendi nefsine isnad edilirse, yâni kendi kendine olmuştur denilirse, her bir tohumda, her şeyi görecek bir gözün ve her şeye muhit bir ilmin bulunmasını i’tikâd etmek lâzım gelir. Bu ise, sâbık temsilde her bir şeffaf zerrede hakîki bir şemsin vücûdunu iddia etmek gibi gülünç bir hamakattır.

Səs yoxdur