Şualar | OnDördüncü Şuâ | 427
(384-508)

Onların yerine daha metin, daha muhlis şâkirdler meydana çıktılar. Mâdem dünyanın bu imtihanları geçicidir, çabuk giderler. Sevablarını, meyvelerini bizlere verirler. Biz de inâyet-i İlâhîyyeye itimad edip sabır içinde şükretmeliyiz.


Said Nursî


* * *


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Son iki parçayı ya eski harf veya makine harfiyle bera-yı ma’lûmat gayr-ı resmî, mahkeme reisine münasib gördüğünüz bir ciddî adamla verdiğiniz vakit ayrı bir pusula da ona yazınız ki, Said size teşekkür eder, der: “Pencereleri açtılar. Fakat hiçbir kardeşim ve hizmetçilerime, yanıma gelmeğe müdde-i umûmî müsaade vermiyor. Hem zâtınızdan çok rica eder ki, mahkemede bulunan mu’cizatlı ve antika Kur’ânını ona veriniz ki bu mübârek aylarda okusun. O hârika Kur’ânından üç cüz’ü Diyânet Riyaseti’ne nümûne için göndermişti, tâ fotoğrafla tab’ına çalışsınlar. Hem onun ile beraber Risâle-i Nur’un mahkemedeki mecmûalardan birisini sizden istiyor ki, bu tecrid-i mutlakta ve yalnızlıkta ve şiddetli sıkıntılarında mütalâasiyle bir medâr-ı tesellisi ve bir arkadaşı olsun. Zâten o mecmûalar üç-dört mahkeme gördükleri ve ilişmedikleri gibi; hacıların şehâdet ve müşahedeleriyle, o büyük mecmûaları hem Mekke-i Mükerreme’de, hem Medine-i Münevvere’de, hem Şam-ı Şerif’te ve Haleb’de, hem Mısır Câmi-ül Ezher’indeki büyük âlimler çok takdir ve tahsin edip hiç tenkid ve itiraz etmemişler.

Said Nursî


* * *

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Hizb-i Nurî’den Feyzilerin yanında iki nüsha var. Eğer onlara lüzum yoksa, birisi bana gönderilsin veya Mehmed Feyzi daha bir nüshayı yazsın.

Səs yoxdur