Şualar | OnDördüncü Şuâ | 502
(384-508)
[Hıfzı Bayram’ın müdâfaasıdır]

Afyon Ağır Ceza Mahkemesine

Dinî hissiyatı âlet ederek devletin emniyetini ihlâle teşebbüsten sanık İslâm âlimi Bediüzzaman’ın, millet ve memlekete çok faideli hakâik-i Kur’âniye ve îmaniyeyi ders veren eserlerinden okumaklığımı; din ve îman cihetinde çok istifade ederek ahlâk-ı Kur’âniyeyi tahsilime âmil olan bu derslerden ba’zı tanıdıklara da -talebi üzerine- millî bir şiarımız olan ders-i îmaniye ve terbiye-i diniye ve ahlâkıyeyi tahsillerine sebeb olmak hayrına nâiliyet arzusuyla vermekliğimi ve te’min etmekliğimi ve ba’zı tanıdıkların dostâne veya ilmî mahiyetindeki mektubları adresime göndermelerini bahâne ederek mümâileyhe suç ortağı göstermektedir. Sebeb-i ithamı olan bu mes’elelere itiraz ederim ki:

1— Üzerinden muhakeme geçen, beraat ettirilip müellifine iade edilen ve bütün İslâm ve memleket ulemâsının takdir ve tasvibine mazhar olan Risâle-i Nur’u; iddia makamının üzerinde durduğu şekilde bir fikr-i mefsedetle okumadığım gibi, her risâlesini de baştan başa Kur’ânın bir mühim tefsiri olup insanları ahlâken yükseltmeğe, fazilet sâhibi kılmağa, milletleri uçuruma yuvarlanmaktan kurtarmağa vesile olan İslâmî dersi ve dinî terbiyeyi müessir bir sûrette ders verip millet ve memlekete, hatta beşeriyete ma’nen en büyük yardım ve iyilikleri yapan bir eser olarak gördüğümden, din ve îmanımı muhafaza ve taallüm maksadiyle okumayı ve ba’zı kimselere vermeyi veya te’min edivermeyi bir suç zannetmiyorum. Çünkü hiçbir yerde Nur talebelerinin vatan ve millete ve idareye zararlı bir hâdiseye katıldıkları görülmemiş ve zabıtaca kaydedilmemiştir. Ve aynı zamanda, “okunup ve okutulmasında gizlilik var” diye ileri sürülecek bir gizli cemiyet şübhesi uyanması ise, çok yersizdir. Çünkü, Nur talebelerinin gerek ilmî ve gerekse siyasî, gizli veya meydanda hiçbir cemiyet ile alâkaları yoktur. Hatta aynı isnadlarla birkaç sene evvel Bediüzzaman’la beraber çok kimseler Denizli Ağır Ceza Mahkemesine verilip muhakeme edildikleri ve çok inceden inceye tahkik ve ta’mik edildiği vakit bütün risâleler dâhil olduğu halde hep beraber beraat etmişlerdir.

Səs yoxdur