Siracinnur Mecmuası | Yirmibeşinci Lema | 44
(21-44)

Bir ihtiyar hanım gâyet sevdiği sevimli bir tek çocuğu, sekeratta görüp, dünyada tevehhüm-ü ebediyet hükmünce gaflet veya dalâlet neticesinde; mevti, adem ve firâk-ı ebedî tasavvur ettiğinden, yumuşak döşeğine bedel kabrin toprağını düşünüp gaflet veya dalâlet cihetiyle, Erhamürrâhîmin’in Cennet-i rahmetini, Firdevs-i ni’metini düşünmediğinden, ne kadar me’yûsâne bir hüzün ve elem çektiğini kıyas edebilirsin. Fakat vesile-i saâdet-i dâreyn olan îman ve İslâmiyet, mü’mine der ki: Şu sekeratta olan çocuğun Hâlik-ı Rahîmi, onu bu fâni dünyadan çıkarıp Cennetine götürecek. Hem sana şefaatçı, hem ebedî bir evlâd yapacak. Müfârakat muvakattır, merak etme !

de, sabret.


Said Nursî


Səs yoxdur