İman ve Küfür Müvazeneleri | Birinci Söz | 8
(13-15)
On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı

(Makam münasebetiyle buraya alınmıştır)

’in binler esrarından altı sırrına dairdir.


İHTAR: Besmelenin Rahmet noktasında parlak bir nuru, sönük aklıma uzaktan göründü. Onu, kendi nefsim için nota sûretinde kaydetmek istedim. Ve yirmi-otuz kadar sırlar ile, o nurun etrafında bir daire çevirmek ile avlamak ve zaptetmek arzu ettim. Fakat maatteessüf şimdilik o arzuma tam muvaffak olamadım. Yirmi-otuzdan, beş-altıya indi.

“Ey insân!” dediğim vakit nefsimi murâd ediyorum. Bu ders kendi nefsime has iken, ruhan benimle münasebettar ve nefsi nefsimden daha hüşyar zâtlara belki medâr-ı istifâde olur niyetiyle, “Ondördüncü Lem’anın İkinci Makamı” olarak müdakkik kardeşlerimin tasviblerine havale ediyorum. Bu ders akıldan ziyâde kalbe bakar, delilden ziyâde zevke nâzırdır.




Şu makamda birkaç sır zikredilecektir.

BİRİNCİ SIR: ’in bir cilvesini şöyle gördüm ki: Kâinat sîmâsında, arz sîmâsında ve insân sîmâsında birbiri içinde birbirinin nümûnesini gösteren “Üç Sikke-i Rububiyyet” var.

Biri: Kâinatın heyet-i mecmuasındaki teavün, tesânüd, teanuk, tecâvübden tezahür eden Sikke-i Kübrâ-i Ulûhiyyettir ki, “Bismillâh” ona bakıyor.

Səs yoxdur