Mesnevi-i Nuriye | Reşhalar | 23
(21-32)

Ve keza, o bürhan-ı nurânîden zuhur eden inşikak-ı kamer, parmaklarından fışkıran sular, ağaçların onun dâvetine icabetleri, duâsının akabinde yağmurun nüzûlü, pek az bir yemekten çokların yiyip doymaları ve kurt, ceylan, deve, taş ve sâirenin konuşmaları gibi mu’cizelerinin delâlet ve şehâdetiyle tasdik edilmiş bir zâttır. (A.S.M)

Ve keza, dünya ve âhiret saadetlerini te’mine kâfil ve kâfi olan şerîatı, nübüvvetini tasdik ve isbata kâfidir. Geçen derslerde, şems-i şerîatından ba’zı şuâları gördük. Tatvil-i kelâmı mûcib tekrarları lâzım değildir.

ÜÇÜNCÜ REŞHA: Arkadaş! O zât (A.S.M.), delâil-i âfâkıye denilen hâricî deliller ile musaddak olduğu gibi, delâil-i enfüsiye denilen zâtında ve nefsinde sâbit delil ve işâretler ile dahi musaddaktır. Çünkü O zât şems gibidir; zâtını zâtı ile ziyâlandırarak gösterir. Meselâ: Bütün ahlâk-ı hamîdenin en yüksekleri o zâtta içtimâ etmiş olduğuna bütün âlem şehâdet ediyor. Ve keza, en nezih hasletleri ve huyları ve en yüksek seciyeleri câmi’ bir şahsiyet-i ma’nevîye sâhibi olduğuna icmâ vardır. Ve keza, o zâtın en yüksek derecede bulunan zühd ve takva ve ubûdiyeti şehâdetleriyle mâlik olduğu kuvvet-i îmaniye ile musaddaktır. Ve keza, siyer-i Nebeviyenin şehâdetiyle derece-i vüsûku ve kemâl-i ciddiyet ve metaneti ve bütün işlerinde ve harekâtında kuvvet-i emniyeti, hakka mütemessik ve hakîkate sâlik olduğunu tasdik eden kat’i delillerdir. Evet, yaprakların yeşilliği, çiçeklerin tarâvet ve güzelliği ve semerelerin tazeliği; ağacın canlı, hayatlı, hayy olduğuna sâdık şâhiddirler.

DÖRDÜNCÜ REŞHA: Arkadaş! Tûl-i zaman ve bu’d-i mekânın muhâkemat-ı akliyede te’siri çoktur. Maahaza,

düstûruna ittibaen, şu zaman ve muhitin hayalâtından çıkarak tayy-ı zaman ve mekân ile, hayâlen Ceziret-ül-Arab’a gidelim ve Medine-i Münevvere’de nurânî ve yüksek minber-i saadetine çıkmış, nev’-i beşere hitaben irşâdatta bulunan o zât-ı muallâyı bizzat görüp, sözlerini dinlemeliyiz.

İşte hayâlen oraya gittik. Bak, hârika bir sûrette hüsnü sûretle hüsnü sîreti cem’eden o Mürşid-i Umûmî, o Hatib-i Kudsî cevâhir dolu bir kitab-ı Mu’cizü’l-Beyân eline alarak, bütün insanlara mele-i âlâdan nâzil olan hutbe-i ezeliyeyi okuyor.

Səs yoxdur