Mesnevi-i Nuriye | Zeylül Habbe | 139
(134-142)

Kezalik,, Şems-i Ezelî şu kâinat kitabında bütün babları, fasılları, satırları, cümleleri, harfleri def’aten bilâ-külfet yazıyor. Ve ba’sü ba’del mevtte dahi aynı bu suhûlet vardır. “Hilkatiniz ve ba’siniz, bir nefsin hilkat ve ba’si gibidir.” diye Kur’ân-ı Kerîm emrediyor.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Her şeyi tahrik eden zerrât-ı müteharrikenin, muayyen hadlerine kadar hareket ettikten sonra tevakkuf ve durmalarına dikkat eden adam anlar ki: Her şeyin hududunda dâima harekette bulunan zerrâtı durdurup geri çeviren bir hudud bekçisi vardır. O zerrâtı taşmaktan men’ediyor. O bekçi ise, muhit bir ilmin tecellisidir ki, o tecelli kadere, kader de mikdara, mikdar da kalıba tahavvül eder. Demek, her şey içerisindeki zerrâta bir kalıbtır.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Kur’ânın âyetleri birbirini tefsir ettiği gibi, bu kitab-ı âlemin de bir kısmı, diğer bir kısmını îzah ediyor. Meselâ: Maddiyat âlemi Cenâb-ı Hakk’ın envâr-ı ni’metini cezbetmek için hakîki bir ihtiyaç ile şemse muhtaç olduğu gibi, âlem-i ma’nevîyat dahi Rahmet-i İlâhîyenin ziyâlarını almak için şems-i nübüvvete muhtaçtır. Binâenaleyh, Resûl-i Ekrem’in (A.S.M.) nübüvveti, şemsin kat’iyyet ve vuzuhu derecesinde kat’i ve vâzıhtır.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Zîhayatın vücûduna terettüb eden semereler, yalnız kendisine, menfaatına, bekasına, kemâline mahsus değildir. Ancak o semerelerden bir hisse kendisine âidtir. Bâki kalan kısm-ı âzamı Hâlıka râcidir. Zîhayata âid uzun bir zaman sonra husûle gelir. Hâlık’a raci’ kısım ise, bir anda husûle gelir. Meselâ: O zîhayat, esmâ-i hüsnânın tecelliyatına mazhariyetle Hâlıkı, evsâf-ı kemâliye ile tavsif ve lîsan-ı haliyle hamdetmiş oluyor.

İ’lem Eyyühel-Aziz! İnsanın bir ferdi, ihâta-ı fikriyesiyle, akliyle, kalbinin vüs’atiyle bir nevi külliyet kesbeder. Ve keza, insanın bir ferdi, hilâfet hususunda âlemin eczâsiyle şuurca alâkadar olduğundan nebatî olsun hayvanî olsun pek çok nevilerde tasarruf sâhibi bulunduğundan, nev’i gibidir. Ve bu i’tibârla insanın bir ferdi nevi’ler sırasına geçer. Binâenaleyh gerek hayvânâtın, gerek semeratın nevi’lerinde vukua gelen mükerrer kıyametler, hevâm ve haşeratta vücûda gelen senevî haşir ve neşirler, insanın da her bir ferdinde câridir.

Səs yoxdur