Mesnevi-i Nuriye | Zühre | 160
(149-179)

Çünkü, mürtedin vicdanı tamam bozulduğundan, hayat-ı içtimâîyeye zehir olur. Ondandır ki, ilm-i usûlde mürtedin hakk-ı hayatı yoktur. Kâfir eğer zimmî olsa veya musalaha etse, hakk-ı hayatı var diye usûl-i Şerîatın bir düstûrudur. Hem mezheb-i Hânefiyede, ehl-i zimmeden olan bir kâfirin şehâdeti makbûldür. Fakat fâsık merdud-üş-şehâdettir, çünkü hâindir.

Ey bedbaht fâsık adam! Fâsıkların kesretine bakıp aldanma. Ve “Ekseriyetin efkârı benimle beraberdir” deme! Çünkü fâsık adam, fıskı isteyerek ve bizzat talep edip girmemiş. Belki içine düşmüş çıkamıyor... Hiç bir fâsık yoktur ki, sâlih olmasını temenni etmesin ve âmirini ve reisini mütedeyyin görmek istemesin. İllâ ki, -el’iyâzü billâh- irtidat ile vicdanı tefessüh edip, yılan gibi zehirlemekten lezzet alsın.

Ey divâne baş ve bozuk kalb! Zanneder misin ki: “Müslümanlar dünyayı sevmiyorlar veyahut düşünmüyorlar ki, fakr-ı hale düşmüşler ve îkâza muhtaçtırlar; tâ ki dünyadan hissesini unutmasınlar.” Zannın yanlıştır, tahminin hatâdır. Belki hırs şiddetlenmiş, onun için fakr-ı hale düşüyorlar. Çünkü mü’minde hırs, sebeb-i hasârettir ve sefalettir. durûb-u emsâl hükmüne geçmiştir. Evet insanı dünyaya çağıran ve sevkeden esbâb çoktur. Başta nefis ve hevâsı; ve ihtiyaç ve havâssı; ve duyguları ve şeytanı; ve dünyanın surî tatlılığı; ve senin gibi kötü arkadaşları gibi çok dâîleri var. Halbuki bâki olan âhirete ve uzun hayat-ı ebediyeye dâvet eden azdır. Eğer sende zerre miktar bu biçâre millete karşı hamiyet varsa ve ulüvv-i himmetten dem vurduğun yalan olmazsa, hayat-ı bâkiyeye yardım eden azlara imdâd etmek lâzım gelir. Yoksa o az dâîleri susturup, çoklara yardım etsen, şeytana arkadaş olursun.

Âyâ zanneder misin ki; bu milletin fakr-ı hali, dinden gelen bir zühd ve terk-i dünyadan gelen bir tenbellikten neş’et ediyor. Bu zanda hatâ ediyorsun. Acaba görmüyor musun ki, Çin ve Hind’deki mecûsî ve berâhime ve Afrika’daki zenciler gibi, Avrupa’nın tasallutu altına giren milletler bizden daha fakirdirler. Hem görmüyor musun ki, zarûri kuttan ziyâde müslümanların elinde bırakılmıyor. Ya Avrupa kâfir zâlimleri veya Asya münafıkları, desîseleriyle ya çalar veya gasbediyor.

Səs yoxdur