Mesnevi-i Nuriye | Şemme | 197
(192-203)

Bunların meseli deniz kenarında durup, denizin içerisindeki hayvânâta ve sâir garîb halâtına bakmıyarak, yalnız rüzgâr ile husûle gelen dalgalara ve şemsin şuâatından peyda olan parıltısına dikkat etmekle Mâlik-ül-Bihar olan Allah’ın azametine delil getiren adamın meseli gibidir.

İ’lem Eyyühel-Aziz! İnsanların arza âid ma’lûmat ve müsellematı bedîhiyatları ülfete mebnîdir. Ülfet ise, cehli mürekkeb üstüne serilmiş bir perdedir. Hakîkate bakılırsa zannettikleri ilim, cehildir. Bu sırra binâendir ki; Kur’ân âyetleriyle insanların nazarını me’lufatları olan şeylere çeviriyor. Âyetler, necimler gibi ülfet perdesini deler atar. İnsanın kulağından tutar, başını eğdirir. O ülfetin altındaki havârik-ul-âdat mu’cizeleri o âdiyat içerisinde gösterir.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Aralarında münâsebet, muamele, hatta mükâleme bulunan iki şeyin, birbirine müşâbih veya müsâvi olmasını istilzam etmez. Meselâ: Yağmurun bir katresi veya semerenin bir çiçeğinin, küçüklüğüyle beraber Şems ile münâsebeti ve muamelesi vardır.

Binâenaleyh, ey insan! Senin hakaretin, seni Hallakı Âlemin nazarı inâyetinden setredecek bir sebeb olamaz.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Denizlerde vukua gelen medd ve cezir gibi, evliyâ arasında da bastı zaman, (Hâşiye) tayyı mekân mes’elesi şöhret bulmuştur.

-----------------------------------------------
(Hâşiye): Bast-ı zaman sırriyle çok seneler hükmünde olan birkaç dakikalık zamanı Mi’rac, bu hakîkatın vücûdunu isbat eder ve bilfiil vukuunu gösteriyor. Mi’rac’ın birkaç saat müddeti, binler seneler hükmünde vüs’ati ve ihâtası ve uzunluğu vardır. Çünkü, Mi’rac yoluyla beka âlemine girdi. Beka âleminin birkaç dakikası, bu dünyanın binler senesini tazammun etmiştir.
Hem, bu hakîkata binâen ba’zı evliyâ bir dakikada bir günlük işi görmüş. Ba’zıları, bir saatte bir senelik vazifesini yapmış. Ba’zıları, bir dakikada bir hatmei Kur’âniyeyi okumuş oldukları gibi, Risâle-i Nur’un te’lifinde de bu bastı zaman hakîkatı çok def’a vukua gelmiş. Ezcümle:
On Dokuzuncu Mektub yüz elli sahifedir. Üç yüzden fazla mu’cizatı, kitablara müracaat edilmeden, ezber olarak, dağ, bağ köşelerinde dört gün zarfında her gün üçer saat meşgul olmakla mecmuu on iki saatte te’lif edilmesi, Ramazan Risâlesi kırk dakikada te’lif edilmesi.. Yirmi Sekizinci Söz, yirmi dakikada te’lif edilmesi.. bastı zamanın vukuunu isbat etmiştir.
âyeti tayyı zamanı gösterdiği gibi
âyeti de bastı zamanı gösterir.

Səs yoxdur