Şualar | OnÜçüncü Şuâ | 381
(323-383)

Hem cezbeye lâtif bir delilleridir ki: “Otuz Üçüncü Söz ve otuz üç pencereli Otuz Üçüncü Mektub” gibi ta’birleri, hem kendi kedisinin “Yâ Rahîm! Yâ Rahîm!” tesbihini işitmesi, hem kendini bir mezar taşı görmesi, cezbe ve hallüsinasyon ihtimaline delil göstermeleridir.

Said Nursî


* * *


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Mâdem biz, çok emârelerle inâyet altındayız ve mâdem gâyet çok ve insafsız düşmanlara karşı Risâle-i Nur mağlûb olmadı, Maarif Vekilini ve Halk Fırkasını bir derece susturdu ve mâdem bu kadar geniş bir sahada ve mes’elemizi pek ziyâde i’zâm ile hükümeti telâşa düşürenler, her halde iftiralarını ve yalanlarını bir derece setretmeye bahâneler ile çalışacaklar; elbette bize lâzım: Kemâl-i teslimiyetle sabır ve temkinde bulunmak ve bilhassa inkisar-ı hayale düşmemek ve ba’zan ümidin hilaf-ı zuhuruyla me’yus olmamak ve muvakkat fırtınalar ile sarsılmamak! Evet, gerçi inkisar-ı hayâl, ehl-i dünyada kuvve-i ma’nevîyelerini ve şevklerini kırar; fakat meşakkat ve mücahede ve sıkıntıların altında inâyet ve rahmetin iltifatlarını gören Risâle-i Nur şâkirdlerine inkisar-ı hayal, gayretlerini ve ileri atılmasını ve ciddiyetlerini takviye etmek lâzım geliyor. Kırk sene evvel ehl-i siyaset, bana bir cinnet-i muvakkata isnadıyla tımarhâneye sevkettiler. Ben onlara dedim: Sizin akıllılık dediğinizin çoğunu ben akılsızlık biliyorum; o çeşit akıldan istifa ediyorum;


kaidesini sizlerde görüyorum demiştim.

Səs yoxdur