Şualar | Birinci Şuâ | 632
(622-665)

kelimesi tenvin “nun” sayılmak cihetiyle beş yüz (500) ederek “Said-ün Nursî” adedi olan beş yüze tevâfukla işâret ediyor ki, “Said-ün Nursî dahi meyyit hükmünde idi. Risâlet-ün Nur ile ihya edildi, onunla hayat buldu.” Evet,



’deki iki tenvin “nun”durlar. Bin üç yüz otuz dört (1334) eder ki, o aynı zamanda (Arabî tarihle) Said umûmî harbde maddî ve dehşetli bir mevtten dahi hârika bir tarzda kurtulması ve felsefe ve gafletten gelen ma’nevî ve şiddetli bir ölümden necat bulması ve Kur’ânın âb-ı hayatiyle taze bir hayata girmesi tarihidir. Bu tevâfuk-u ma’nevî ve muvafakat-ı cifriye delâlet derecesinde bir işârettir. Hem



’de tenvin “nun” ve şeddeli ن iki ن ve de telaffuz edilen sayılmak cihetiyle bin iki yüz doksan dört (1294) eder ki, velâdetinin ve hayatının birinci senesidir. Demek bu cümle ile hayat-ı maddiyesine, evvelki cümle ile de hayat-ı ma’nevîyesine işâret eder.

Elhâsıl: Bu âyet müteaddit ve çok tabakalarından bir işarî tabakadan hem Risâlet-ün Nur’a, hem müellifine, hem bu on dördüncü asrın ibtidasına, hem ibtidasındaki Risâlet-ün Nur’un mebde’ine remzen, belki işâreten, belki delâleten bakar.


ÂYETİNİN TETİMMESİ

âyetinin kuvvetli işâretini hem teyid, hem letâfetlendiren üç münâsebet birden Ramazanda kalbime geldi. Kat’î bir kanaat verdi ki, kelimesine tam münâsib Said’dir.

Səs yoxdur