Siracinnur Mecmuası | Yirmibeşinci Lema | 37
(21-44)

Hem çok meşakkatli hizmetlerden paydos emrini yine hastalıkdan aldın; istirahat ediyorsun...

Elbette senin cüz’i elemin, bu ma’nevî lezzetlere karşı seni şekvaya değil, teşekküre sevketmelidir.

YİRMİ İKİNCİ DEVA: Ey nüzul gibi ağır hastalıklara mübtelâ olan kardeş! Evvelâ sana müjde ediyorum ki; mü’min için nüzul mübârek sayılıyor. Bunu çoktan ehl-i velâyetten işitiyordum. Sırrını bilmezdim. Bir sırrı şöyle kalbime geliyor ki: Ehlullah, Cenâb-ı Hak’ka vâsıl olmak ve dünyanın azim ma’nevî tehlikelerinden kurtulmak ve saadet-i ebediyyeyi te’min etmek için iki esası ihtiyaren takip etmişler.

Birisi : Rabıta-i mevttir. Yâni: Dünya fâni olduğu gibi, kendisi de içinde vazifedar fâni bir misafir olduğunu düşünmekle, hayat-ı ebedisine o sûretle çalışmışlar.

İkincisi: Nefs-i emmarenin ve kör hissiyatın tehlikelerinden kurtulmak için, çileler ile, riyazetlerle nefs-i emmarenin öldürülmesine çalışmışlar.

Sizler ey yarı vücûdunun sıhhatini kaybeden kardeş! Sen ihtiyarsız kısa ve kolay ve sebeb-i saadet olan iki esas sana verilmiş ki; dâima senin vücûdunun vaziyeti, dünyanın zevâlini ve insanın fâni olduğunu ihtar ediyor. Daha dünya seni boğamıyor... gaflet senin gözünü kapayamıyor... ve yarım insan vaziyetinde bir zâta, nefs-i emmâre, elbette hevesat-ı rezile ile ve nefsâni müştehiyat ile onu aldatamaz, çabuk o nefsin belâsından kurtulur.

İşte mü’min sırr-ı îman ile ve teslimiyet ve tevekkül ile, o ağır nüzul gibi hastalıktan az bir zamada, ehl-i velâyetin çileleri gibi istifade edebilir. O vakit o ağır hastalık çok ucuz düşer.

YİRMİ ÜÇÜNCÜ DEVA: Ey kimsesiz, gârib, biçâre hasta! Hastalığınla beraber kimsesizlik ve gurbet, sana karşı en katı kalbleri rikkate getirirse ve nazar-ı şefkati celbederse, acaba Kur’ân’ın bütün sûrelerinin başlarında kendini Rahmanirrahim sıfatiyle bize takdim eden ve bir lem’a-i şefkatiyle umum yavrulara karşı umum vâlideleri, o hârika şefkatiyle terbiye ettiren ve her baharda bir cilve-i rahmetiyle zemin yüzünü ni’metlerle dolduran ve ebedi bir hayattaki Cennet,

Səs yoxdur