Siracinnur Mecmuası | Denizli Müdafaanamesi | 241
(180-248)

Beş-on mahrem ve şekvalı ve gayr-ı ilmî olan risâlelerden başka, bütün risâleleri, herbiri bir âyetin tefsiri ve bir Hadîs-i şerifin hakîkatı nâmına yazılmışlardır.

Din, îman, Allah, Peygamber, Âhiret akîdelerini ve ibarelerini açıkça anlatmak için temsiller ile yazılmış ve ilmî görüşleri ve ihtiyarlara ve gençlere ahlâkî öğütler ve hayat tecrübesinden alınmış ibretli vak’aları ve faideli menkıbeleri ihtiva eden mevcûdun yüzde doksanınını teşkil eden risâlelerdir. Hükümete ve idareye ve âsâyişe ilişecek hiçbir ciheti yoktur.” diye müttefikan karar vermişler.

İşte, makam-ı iddia, bu yüksek ehl-i vukufun raporuna bakmıyarak, eski ve müşevveş ve nâkıs rapora binâen acîp tarzlarda bizi ittiham etmesinden hakîkaten fevkalhad müteesir bulunmaktayız. Bu insaflı mahkemenin müsellem insaflarına elbette yakıştırmayız. Hatta (Temsilde hatâ olmasın) bir bektaşiye: “Niçin namaz kılmıyorsun?” demişler. O da: “Kur’ân’da

var” demiş ona demişler: “Bunun arkasını, yâni

yı da oku” denildiğinde: “ben hâfız değilim” demiş olması kabilinden, Risâle-i Nur’un bir cümlesini tutup, o cümleyi ta’dil ve neticeyi beyân eden âhirini almıyarak, aleyhimizde verilmektedir. Takdim edeceğim müdâfaanâmemde, o iddianâmeye karşı mukayese edildiğinde, bunun otuz kırk misâli görülecektir. Bu nümûnelerden lâtif bir vâkıayı beyân ediyorum:

Eskişehir mahkemesinde, makam-ı iddianın nasılsa bir sehiv neticesi, Risâle-i Nur’un îman derslerine, “Halkları ifsad ediyor” gibi bir tâbir ve sonradan o tâbirden vazgeçtiği halde, Risâle-i Nur şâkirdlerinden Abdürrezzak nâmında bir zât, mahkemeden bir sene sonra demiş.

“Hey bedbaht; Otuz üç âyât-ı Kur’âniye işârâtının takdirine mazhar ve İmâm-ı Ali’nin ’ (R.A.) üç kerâmetinin ihbar-ı gaybîsiyle ve Gavs-ı Azam’ın (K.S.) kuvvetli bir tarzda ihbariyle, kıymet-i dîniyesi tahakkuk eden ve bu yirmi sene zarfında idareye hiçbir zararı dokunmayan ve hiçbir kimseye hiçbir zarar vermemesi ile beraber, binler vatan evlâdını tenvir ve irşad eden ve îmanlarını kuvvetlendiren ve ahlâklarını düzelten Risâle-i Nur’un irşadlarına “ifsad” diyorsun. Allahtan korkmuyormusun, dilin kurusun. “demiş.

Səs yoxdur