İşaratu-l İcaz | Nübüvvetin Tahkiki | 120
(105-121)

İkinci Nev’: İhbârât-ı gaybiyedir ki, bilâhere vukua gelecek pek çok gârib şeylerden bahsetmiştir. Ezcümle; Kisra ve Kayser’in definelerinin İslâm eline geçmesi, Rumların mağlub edilmesi, Mekke’nin fethi, Kostantiniye’nin alınması gibi hâdisattan haber vermiştir. Sanki o zâtın cesedinden tecerrüd eden ruhu, zaman ve mekânın kayıdlarını kırarak istikbâlin her tarafına uçup gezmiş ve gördüğü vukuatı söylemiştir ve söylediği gibi de vukua gelmiştir.

Üçüncü Nev’: Hissî hârikalardır ki, muaraza zamanlarında kendisinden taleb edilen mu’cizelerdir. Taşın konuşması, ağacın yürümesi, Ay’ın iki parçaya bölünmesi, parmaklarından su akması gibi... Tefsir-i Keşşaf’ın müellifi Zemahşerî’nin dediğine göre, o hazretin bu nevi’ hârikaları bine baliğ olmuştur. Ve bir kısmı da mütevatir-i bil’ma’nadır. Hatta Kur’ân’ı inkâr edenlerden bir kısmı, inşikak-ı Kamer ma’nasında tasarruf etmemişlerdir.(*)

S- İnşikak-ı Kamer bütün insanlarca kesb-i şöhret etmesi lâzım bir mu’cize iken âlemce o kadar şöhret bulmamıştır. Esbâbı nedir?

C- Matla’ların ihtilafı ve havanın bulutlu olmasının ihtimali ve o zamanda rasadhânelerin bulunmaması ve vaktin uyku gibi gaflet zamanı olması ve inşikakın âni olması gibi esbâbdan dolayı, herkesçe o vak’anın görünmesi ve ma’lûm olması lâzım gelmez.

----------------------------------------
(*) Diyarbakır’da Van Valisi Cevdet Bey’in evinde 19/Şubat/1330 tarihinde Cuma gecesi bu tefsirin ilk arabî nüshasını tebyiz ederken, şu şekl-i gârib, tevâfukan vaki’ olmuştur. Ve o gece vukua gelen Bitlis’in sukutuyla müellif Bediüzzaman’ın esaretine rastgelir. Sanki şu şekl-i gâribin, şu mu’cizeler ve hârikalar bahsinde o gece husule gelmesi, müellifin Ruslara esir düştüğüne ve beraberinde bulunan ba’zı talebelerinin şehid olarak kanlarının dökülmesine hârika bir işârettir.

Said’in Küçük Kardeşi, Yirmi

Senelik Talebesi Abdülmecid


Ve keza bu nakış, başı kesilmiş bir yılanın kuyruğunu müellif Bediüzzaman’a sarmış olduğuna ve müellifin yaralı olarak otuz saat ölüme muntazıran su arkının içinde kaldığı yere benziyor ve o vaziyeti andırıyor.

Eski Said’in Ehemmiyetli Talebesi

Hamza



Səs yoxdur