İşaratu-l İcaz | Halifelik Sırrı | 197
(196-212)

Ve o yüksek kasırlara mahsus ve münâsib hayat şartları vardır. Fakat oraların sâkinleri pek uzak olduklarından görünmemeleri, yok olduklarına delâlet etmez.

Binâenaleyh Arz’ın zevilhayatla dolu olmasından kat’iyyetle anlaşılıyor ki; bu geniş boşlukta durmakta olan semalarda, yıldızlarda, burçlarda ve çok kısımlara münkasım ve müştemil semavâtta, şerîatın melâike ile tesmiye ettiği zîhayatlar mevcûddur.

İkinci Makam: Bundan evvel isbat ve îzah edildiği gibi; hayat, mevcûdâtın keşşafıdır, belki mevcûdâtın neticesidir. Binâenaleyh bu geniş fezanın sâkinlerden ve şu yüksek semavâtın şenliklerden hâlî olduklarının imkânı var mıdır? Evet bütün ukalâ-i aklu nakl, ma’nevî bir icma’ ve ittifakla melâikenin ma’na ve hakîkatlarına hükmetmişlerdir; fakat ta’birleri çeşit çeşittir. Meselâ: Meşaiyyun, enva’-ı mevcûdâtı idare eden ruhanî mâhiyet-i mücerrede ile; İşrakiyyun ise, ukûl ve erbabü’l-enva’ ile; dinler dahi melekü’l-cibal, melekü’l-bihar, melekü’l-emtar gibi ta’birlerle ta’bir etmişlerdir. Hatta akılları kör gözlerinde bulunan maddiyyun tâifesi de, melâikenin ma’nasını inkâr etmeye mecal bulamadıklarından, fıtratın namuslarına nüfuz eden kuvayı sâriye ile ta’bir etmişlerdir.

S- Kâinatın irtibatını, hayatını te’min için, hilkatte cereyan eden namuslar, kanunlar kâfi gelmez mi?

C- Senin dediğin o sâri kanunlar, namuslar; i’tibârî ve vehmî emirlerdir. Muayyen vücûdları, müşahhas hüviyetleri ancak onları temsil eden ve onların ma’kesi bulunan ve onların yularlarını ele alan melâike ile sâbit olur.

Ve keza teşekkülü ervâha münâsebeti olmayan şu camid âlem-i şehâdete vücûdun münhasır olmadığına, akıl ve nakil müttefikan hükmetmişlerdir. Binâenaleyh ervâha münâsib ve muvafık çok âlemlere müştemil olan âlem-i gayb, melâike ile dolu ve âlem-i şehâdetin hayatına mazhardır.

Hülâsa: Melâikenin ma’nayı hakîkatı, bu îzah edilen emirlerden tebarüz etti. Binâenaleyh melâikenin sûretleri, eşkalleri arasında, ukûlü selimenin kabul ettiği vecihle, şerîatın îzah ve beyân ettiği şekildir ki: Melekler mükerrem abddirler, emirlere muhalefetleri yoktur ve muhtelif kısımlara münkasım ve latif ve nurânî cisimlerdir.

Üçüncü Makam: Arkadaş! Melâike mes’elesi öyle mes’elelerdendir ki; bir cüz’ün sübutuyla, küll sâbit olur; bir ferdin vücûduyla, nev’ tahakkuk eder.

Səs yoxdur