İşaratu-l İcaz | Halifelik Sırrı | 206
(196-212)

Cenâb-ı Hak, bütün eşyanın isimlerini Âdem’e (A.S.) öğretti. Sonra o eşyayı melâikeye göstererek dedi ki: “Eğer iddianızda sâdık iseniz, bunların isimlerini bana söyleyiniz.” Melâike dediler ki: “Seni her nekaisten tenzih ve bütün sıfât-ı kemâliye ile muttasıf olduğunu ikrar ederiz. Senin bize öğrettiğin ilimden başka bir ilmimiz yoktur, herşeyi bilici ve her kimseye liyakatına göre ilm ü irfan ihsan edici sensin.” Cenâb-ı Hak dedi ki: “Yâ Âdem! Bunların isimlerini onlara söyle.” Vakta ki Âdem, isimlerini onlara söyledi. Cenâb-ı Hak dedi ki: “Size demedim mi semavât ve Arz’ın gaybını bilirim ve sizin Âdem hakkında lîsanla izhâr ettiğinizi ve kalben gizlediğinizi bilirim.”

Mukaddeme

Bu ta’lim-i esmâ mes’elesi ya Hazret-i Âdem Aleyhisselâm’ın melâikenin inkârlarına karşı mu’cizesi olup, melâikeyi inkârdan ikrara icbar etmiştir; yahud melâikenin, hilafetine i’tirâz ettikleri nev’-i beşerin hilafete liyakatını melâikeye kabul ettirmek için izhâr ettiği bir mu’cizedir.

Ey arkadaş! Herşeyin Kitâb-ı Mübîn’de mevcûd olduğunu tasrih eden Âyet-i Kerîmesinin hükmüne göre:

Səs yoxdur