Lemalar | Ondokuzuncu Lema | 146
(139-147)

Belki o rızk-ı helâl, iktidar ve ihtiyar ile mâkûsen mütenâsibdir. Çünkü çocukların iktidar ve ihtiyarı geldikçe rızkı azalır, uzaklaşır, sakilleşir.

Hadîsinin sırriyle; kanaat, bir define-i hüsnü maîşet ve rahat-ı hayattır. Hırs ise, bir mâden-i hasâret ve sefâlettir.

Üçüncü Netice: Hırs İhlâsı kırar... Amel-i Uhreviyeyi zedeler. Çünkü: Bir ehl-i takvanın hırsı varsa, teveccühü nâsı ister. Teveccühü nâsı müraat eden, İhlâs-ı tâmmı bulamaz. Bu netice çok ehemmiyetli, çok cây-ı dikkattir.

Elhâsıl: İsraf, kanaatsızlığı intac eder. Kanaatsızlık ise çalışmanın şevkini kırar, tenbelliğe atar; hayatından şekva kapısını açar, mütemadiyen şekva ettirir. (Hâşiye) Hem İhlâsı kırar, riya kapısını açar. Hem izzetini kırar, dilencilik yolunu gösterir. İktisad ise, kanaatı intac eder.

Hadîsin sırriyle; kanaat, izzeti intac eder. Hem sa’ye ve çalışmaya teşci eder. Şevkini ziyâdeleştirir, çalıştırır. Çünkü: Meselâ bir gün çalıştı. Akşamda aldığı cüz’î bir ücrete kanaat sırriyle, ikinci gün yine çalışır. Müsrif ise; kanaat etmediği için, ikinci gün daha çalışmaz. Çalışsa da şevksiz çalışır. Hem iktisaddan gelen kanaat; şükür kapısını açar, şekva kapısını kapatır. Hayatında dâima şâkir olur. Hem kanaat vâsıtasiyle insanlardan istiğna etmek cihetinde teveccühlerini aramaz. İhlâs kapısı açılır, riya kapısı kapanır.

İktisadsızlık ve israfın dehşetli zararlarını geniş bir dâirede müşahede ettim. Şöyle ki: Ben, dokuz sene evvel mübârek bir şehre geldim. Kış münâsebetiyle o şehrin menâbi-i servetini göremedim. Allah rahmet etsin oranın müftüsü birkaç def’a bana dedi: “Ahalimiz fakîrdir.” Bu söz benim rikkatime dokundu. Beş altı sene sonraya kadar dâima o şehir ahalisine acıyordum. Sekiz sene sonra yazın yine o şehre geldim. Bağlarına baktım. Merhum müftünün sözü hatırıma geldi. FESÜBHANALLAH dedim, bu bağların mahsulâtı, şehrin hâcetinin pek fevkındedir. Bu şehir ahalisi pek çok zengin olmak lâzımgelir. Hayret ettim. Beni aldatmayan ve hakîkatların derkinde bir rehberim olan bir hatıra-i hakîkatla anladım. İktisadsızlık ve israf yüzünden bereket kalkmış ki, o kadar menâbi-i servetle beraber o merhum müftü “Ahalimiz fakîrdir” diyordu.

------------------------------------------------
(Hâşiye): Evet, hangi müsrif ile görüşsen şekvâlar işiteceksin. Ne kadar zengin olsa da, yine dili şekva edecektir. En fakîr, fakat kanaatkâr bir adamla görüşsen; şükür işiteceksin.
Səs yoxdur