Lemalar | Münacat | 362
(358-374)

Hem nasıl zemîn bir ordugâh, bir meşher, bir ta’limgâh vaziyetiyle.. ve nebâtât ve hayvânât fırkalarında bulunan dört yüz bin muhtelif milletlerin ayrı ayrı cihâzâtları muntazaman verilmesiyle, senin Rubûbiyetinin haşmetine ve kudretinin herşeye yetişmesine delâlet eder; öyle de: Hadsiz bütün zîhayatın ayrı ayrı rızıkları, vakti vaktine kuru ve basit bir topraktan, rahîmane, kerîmane verilmesiyle ve hadsiz o efradın kemâl-i musahhariyetle Evamir-i Rabbânîyeye itaatleri, rahmetinin herşeye şümûlünü ve hâkimiyetinin herşeye ihâtasını gösteriyor.

Hem, zemînde değişmekte bulunan mahlûkat kafilelerinin sevk ve idareleri, mevt ve hayat münavebeleri; ve hayvan ve nebâtâtın idare ve tedbirleri dahi, herşeye taallûk eden bir ilim ile ve herşeyde hükmeden nihayetsiz bir hikmetle olabilmesi, senin ihâta-i ilmine ve hikmetine delâlet eder.

Hem, zemînde kısa bir zamanda hadsiz vazifeler gören ve hadsiz bir zaman yaşayacak gibi isti’dâd ve ma’nevî cihâzât ile techiz edilen; ve zemîn mevcûdâtına tasarruf eden insan için, bu ta’limgâh-ı dünyada ve bu muvakkat ordugâh-ı zemînde ve bu muvakkat meşherde; bu kadar ehemmiyet, bu hadsiz masraf, bu nihayetsiz Tecelliyat-ı Rubûbiyet, bu hadsiz Hitabat-ı Sübhaniye ve bu gâyetsiz İhsanat-ı İlâhiyye, elbette ve herhalde; bu kısacık ve hüzünlü ömre ve bu karışık kederli hayata, bu belâlı ve fâni dünyaya sığışmaz. Belki, ancak başka ve ebedî bir ömür ve bâki bir dâr-ı saadet için olabildiği cihetinden, âlem-i bekada bulunan ihsanat-ı uhreviyeye işâret, belki şehâdet eder.

Ey Hâlık-ı Külli Şey! Zemînin bütün mahlûkatı, senin mülkünde, Senin arzında, Senin havl ve kuvvetinle ve senin kudretin ve iradetin ile ve ilmin ve hikmetin ile idare olunuyorlar ve musahhardırlar. Ve zemîn yüzünde faaliyeti müşahede edilen bir Rubûbiyet, öyle ihâta ve şümûl gösteriyor ve onun idaresi ve tedbiri ve terbiyesi öyle mükemmel ve öyle hassastır.. ve her taraftaki icraatı öyle birlik ve beraberlik ve benzemeklik içindedir ki, tecezzî kabul etmeyen bir küll ve inkısamı imkânsız bulunan bir küllî hükmünde bir tasarruf, bir Rubûbiyet olduğunu bildiriyor. Hem zemîn bütün sekenesiyle beraber, lîsan-ı kalden daha zâhir hadsiz lîsanlarla Hâlıkını takdis ve tesbih ve nihayetsiz ni’metlerinin lîsan-ı halleriyle Rezzâk-ı Zülcelâlinin hamd ve medh ü senasını ediyorlar...

Səs yoxdur