Mesnevi-i Nuriye | Zühre | 166
(149-179)

Öyle bir sûrette ki: Şu insan, Mâbud-u Ezelî’nin azamet-i hitabına, hadsiz kalblerden ve dillerden çıkan sesler, duâlar, zikirler ile mukabele ediyor. O sesler, duâlar, zikirler birbirine tesanüd ederek ve birbirine yardım edip ittifak ederek öyle geniş bir sûrette Mâbud-u Ezelî’nin ulûhiyetine karşı bir ubûdiyet gösteriyor ki; güya Küre-i Arz kendisi o zikri söylüyor, o duâyı ediyor ve aktariyle namaz kılıyor. Ve etrafiyle semavâtın fevkinde izzet ve azametle nâzil olan emrini, Küre-i Arz imtisâl ediyor. Bu sırr-ı ittihad ile, kâinat içinde bir zerre gibi zaîf, küçük bir mahlûk olan şu insan, ubûdiyetin azameti cihetiyle Hâlık-ı arz ve semavât’ın mahbub bir abdi ve arzın halifesi, sultanı ve hayvânâtın reisi ve hilkat-ı kâinatın neticesi ve gayesi oluyor.

Evet eğer namazların arkasında husûsan bayram namazlarında, bir anda Allahuekber diyen yüzer milyon insanların sesleri, âlem-i gaybda ittihad ettikleri gibi, âlem-i şehâdette dahi birbirleriyle ittihad edip içtima etse, küre-i arz tamamiyle büyük bir insan olup, azametine nisbeten büyük bir sadâ ile söylediği Allahuekbere müsâvî geldiğinden, o muvahhidînin ittihadı ile bir anda Allahuekber demeleri, küre-i arzın büyük bir Allahuekber’i hükmüne geçiyor. Âdeta bayram namazlarında âlem-i İslâmın zikr ü tesbihiyle zemîn zelzele-i kübrâya mazhar olup, aktar u etrafiyle Allahuekber deyip, kıblesi olan Kâbe-i Mükerreme’nin samimî kalbiyle niyet edip, Mekke ağziyle, Arefe diliyle Allahuekber diyerek, o tek kelime etraf-ı Arz’daki umum mü’minlerin mağara-misal ağızlarındaki havada temessül ediyor. Bir tek Allahuekber kelimesinin aks-i sadâsiyle hadsiz Allahuekber vuku bulduğu gibi, o makbûl zikir ve tekbir, semavâtı dahi çınlatıp berzah âlemlerine de temevvüc ederek sadâ veriyor.

İşte bu arzı böyle kendine sâcid ve âbid ve ibâdına mescid ve mahlûklarına beşik ve kendine müsebbih ve mükebbir eden Zât-ı Zülcelâl’e, yerin zerrâtı adedince hamd ve tesbih ve tekbir edip ve mevcûdât adedince hamd ediyoruz ki, bize bu nevi ubûdiyeti ders veren Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ına ümmet eylemiş...

Səs yoxdur