Muhakemat | Birinci Makale | 42
(4-66)
Tâ parça parça ederek daha iyisine tebdil edeceğine nazar-ı hikmetle göreceğiz. Sonra da semavâttan asılıp, cevvden geçeceğiz. Tedricen, beşiğimiz olan ve beşerin yatıp ve istirahat eylemesi için Hâlık-ı Rahman, sathını serip müheyyâ ve mümehhed etmiş olan küre-i arza ineceğiz. Sonra da beşer, çocukluğundan çıktığı gibi beşiğini atıp harab etmekle beşeri saâdet-saray-ı ebediyeye gönderilmesine nazar-ı dikkatle temâşâ edeceğiz. Bunu tamamen temâşâ ettiğimizden sonra, zaman ve mekân ile mukayyed olmayan seyr-i ruhanî ile zaman-ı mâzi kıt’asına girip ebna-yı cinsimiz olan ebna-yı mâzi ile seyyale-i berkıye-i tarihiye ile muhabere edeceğiz. O mağrib-i ihtifanın köşesinde vukua gelen hâdisatı öğrenip, ondan fikir için bir şimendiferi yapacağız. Sonra dönüp gelmek üzere olan ebna-yı cinsimizi ziyaret ve istikbâl için saâdetin fecr-i sâdıkını uzaktan görmek ve göstermek ile maşrık-ı istikbâle müteveccih olarak şimendifer-i terakkiye ve tevfik denilen sefine-i sa’ye bindiğimiz ile beraber ellerimizde olan bürhanın misbahıyla, o bidâyeti karanlık görülen fakat arkası gâyet parlak olan zamana dâhil olacağız. Tâ ebna-yı müstakbel ile musafaha edip saâdetlerini tebrik edeceğiz...
İşte bu küçük fotoğrafta öyle bir güzel resim mündemiçtir ki, ileride tahrir ile sana görünecektir. Şimdi bu zemînde kütüb-ü mezburenin şecereleri tenebbüt ve makalât-ı selâsenin cedaviliyle sulanacaktır.
Ey birader!.. Senin elini tutup hazine-i hakâike götürmekten evvel va’d ettiğim birkaç mes’ele ile acele edip basar-ı basiretinize gışavet ve perde olan hayalâtı def’ edeceğim. Öyle hayalât, gulyabanî gibi elleriyle senin gözünü kapar, göğsüne vurur, seni tahvif eder. Faraza gösterse de nuru nar, dürrü mederr gibi gösterir. O hayalâttan sakın!.. Senin vesveselerinin en büyük menşei, küreviyete taalluk eden birkaç mes’eledir. Ezcümle: Sevr ve Hut ve Kaf Dağı ve Sedd-i Zülkarneyn ve cibalin evtadiyetleri ve yer altında Cehennem’in yerini tayin etmek ve

Səs yoxdur