Muhakemat | Üçüncü Makale | 129
(90-137)

İşte o vakit delil olan san’at, marifet-i Sâni’ olan neticeden daha hafî ve daha gamız ve kâide-i istidlale münafî olduğundan ba’zı zevahiri, efkâra göre imale olunmuştur. Bu ise: Ya müstetbeü’t-terakib kabilesinden veya kinaî nev’inden olduğu için medâr-ı sıdk ve kizb olmaz. Meselâ: lafzındaki elif eliftir. Aslı vav olsa, kâf olsa, ne olursa olsun te’sir etmez.

Ey birader! İnsaf et... Acaba şu üç nokta-i i’tirâz cemi’ a’sarda cemi’ insanların irşâdları için inzal olunan Kur’ân’ın i’cazına en zâhir delil değil midir? Evet..

(1) Neam.. hayalin ne haddi vardır ki; nurefşan olan nazarına karşı kendini hakîkat gösterebilsin. Evet, mesleği nefs-i hak ve mezhebi ayn-ı sıdktır. Hak ise, tedlis ve tağlit etmekten müstağnidir.

Beşinci Meslek

Ma’rûfe ve meşhure olan havarik-ı zâhire ve mu’cizat-ı mahsusedir. Siyer ve tarihin kitabları onlar ile meşhundur. Ulemâyı kiram (Cezahümüllahu hayran) hakkıyla tefsir ve tedvin etmişlerdir. Ma’lûmun ta’limi lâzım gelmemek için biz tafsilinden kat’-ı nazar ettik.

İşâret: Şu havarık-ı zâhirenin herbir ferdi eğer çendan mütevatir değildir, mutlaka cinsleri, belki çok enva’ı kat’iyyen ve yakînen mütevatir-i bilmanadır. O havarık birkaç nev’ üzerindedir. İşte:

--------------------------------------------
(1): Şu Arabiyyüü’l-ibare iki mezheb-i bâtılın reddine işâ-rettir.
Səs yoxdur