Şualar | İkinci Şuâ | 27
(5-43)

Bir zîhayatın vücûdunu teşkil etmek için ilmî, kaderî birer ma’nevî kalıp hükmünde bir mikdar-ı muayyen içine girerler, dururlar. Eğer eşya, ayrı ayrı ellere ve esbâba ve tabiat gibi şeylere havale edilse, o halde bütün ehl-i aklın ittifakiyle; hiçbir sebeb hiçbir cihetten, hiçten ademden îcad edemez. Çünkü, o sebebin muhit bir ilmi, müstevli bir kudreti olmadığından, o adem ise, yalnız zâhirî ve hâricî bir adem olmaz. Belki adem-i mutlak olur. Adem-i mutlak ise, hiçbir cihetle menşe-i vücûd olamaz. Öyle ise, her halde terkib edecek. Halbuki inşa ve terkib sûretinde bir sineğin, bir çiçeğin cesedini, cismini zeminin yüzünden toplamak ve ince bir elek ile eledikten sonra binler müşkilâtla o mahsus zerreler gelebilirler. Hem geldikten sonra dahi, o cisimde dağılmadan muntazam bir vaziyeti muhafaza etmek için –ma’nevî ve ilmî kalıpları bulunmadığından– maddî ve tabiî bir kalıp, belki âzaları adedince kalıplar lâzımdır; tâ ki o gelen zerreler, o cism-i zîhayatı teşkil etsinler.

İşte bütün eşya birtek zâta verilmesi, vücub ve lüzum derecesinde bir kolaylık ve müteaddid esbâba verilmesi, imtina’ ve muhal derecesinde müşkilâtlar bulunduğu gibi, herşey Zât-ı Vâhid-i Ehad’e verilse, nihayet derecede ucuzluk içinde gâyet derecede kıymetdar ve fevkalâde san’atlı ve çok ma’nidar ve gâyet kuvvetli olur. Eğer şirk yolunda müteaddit esbâba ve tabiata havale edilse; nihayet derecede pahalılık içinde, gâyet derecede ehemmiyetsiz, san’atsız, ma’nasız, kuvvetsiz olur. Çünkü, nasıl bir adam, askerlik haysiyetiyle bir kumandan-ı âzama intisâb ve istinât ettiğinden, hem bir ordu onun arkasında −lüzum olursa− tahşid edilebilir bir kuvve-i ma’nevîyeyi, hem o kumandanın ve ordunun kuvveti, onun ihtiyat kuvveti olmasiyle, kuvvet-i şahsiyesinden binler def’a ziyâde maddî bir kudreti, hem o ehemmiyetli kuvvetinin menabiini ve cephânesini −ordu taşıdığı için− kendisi taşımağa mecbur olmadığından fevkalâde işleri yapabilecek bir iktidarı kazandığından, o tek nefer, düşman bir müşiri esir ve bir şehri tehcir ve bir kaleyi teshir edebilir. Ve eseri, hârika ve kıymetdar olur.

Səs yoxdur