Şualar | İkinci Şuâ | 26
(5-43)

“Sirâcınnûr”un yüz yerinde en muannid bir münkiri dahi susturacak bir kat’iyyetle isbat edilmiş ki: Bütün eşya birtek Zât-ı Vâhid-i Ehad’e verilse, birtek şey gibi kolay ve çabuk ve ucuz olur. Eğer esbâba ve tabiata dahi hisse verilse, birtek şeyin îcadı bütün eşya kadar çetin ve geç ve ehemmiyetsiz ve bahalı olacak. Bu hakîkatın bürhanlarını görmek istersen “Yirminci” ve “Otuz Üçüncü Mektub”lara ve “Yirmi İkinci” ve “Otuz İkinci Sözlere” ve tabiata dâir “Yirmi Üçüncü” ve ism-i âzama dâir “Otuzuncu Lem’a”lara ve bilhassa “Otuzuncu Lem’a”nın İsm-i Ferd ve İsm-i Kayyum’a dâir “Dördüncü ve Altıncı” Nükteleri’ne baksan göreceksin ki, iki kerre iki dört eder kat’iyyetinde bu hakîkat isbat edilmiştir. Burada, o yüzer bürhanlarından bir tanesine işâret edilecek. Şöyle ki:

Eşyanın îcadı, ya ademden olur, ya terkib sûretinde sâir anâsırdan ve mevcûdâttan toplanır. Eğer birtek zâta verilse, o vakit her halde o zâtın herşeye muhit bir ilmi ve herşeye müstevli bir kudreti bulunacak. Ve bu sûrette onun ilminde sûretleri ve vücûd-u ilmîleri bulunan eşyaya vücûd-u haricî vermek ve zâhir bir ademden çıkarmak ise, bir kibrit çakar gibi veya göze görünmeyen bir yazı ile yazılan bir hattı göze göstermek için, gösterici bir maddeyi üstüne geçirmek ve sürmek gibi veya fotoğrafın âyinesindeki sûreti kâğıt üstüne nakleden kolay ameliyat gibi gâyet kolay bir sûrette Sâni’in ilminde plânları ve proğramları ve ma’nevî miktarları bulunan eşyayı, “Emr-i Kün Feyekûn” ile adem-i zâhirîden vücûd-u haricîye çıkarır. Eğer inşa ve terkip sûretinde olsa ve hiçten, ademden îcad etmeyip belki anâsırdan ve etraftan toplamak sûretiyle yapsa; yine nasılki bir taburun istirahat için her tarafa dağılmış olan efradlarının bir boru sadâsiyle toplanmaları ve muntazam bir vaziyete girmeleri ve o sevkiyatı teshil ve o vaziyeti muhafaza hususunda, bütün ordu kendi kumandanının kuvveti ve kanunu ve gözü hükmünde olduğu gibi... Aynen öyle de: Sultan-ı Kâinat’ın kumandası altındaki zerreler, onun kaderî ve ilmî düstûrlariyle ve müstevli kudretinin kanunlariyle ve temas ettikleri sâir mevcûdât dahi, o Sultan’ın kuvveti ve kanunu ve me’murları gibi teshilatçı olarak o zerreler sevkolunup gelirler.

Səs yoxdur