Şualar | Dördüncü Şuâ | 83
(63-96)

Hem insanın geçmiş tarihçe-i hayatını, buğday tanesi küçüklüğündeki kuvve-i hâfızasında ve her nebât ve ağacın gelecek tarihçe-i hayat-ı saniyesini çekirdeğinde yazmasına ve her zîhayatın muhafazasına lüzumu bulunan âlât ve cihâzâta, meselâ arının kanatçıklarına ve zehirli iğnesine ve dikenli çiçeklerin süngücüklerine ve çekirdeklerin sert kabuklarına bak ve hafîziyet ve hâfiziyet-i Rabbânîyenin letafetli cemâlini gör.

Hem zemin sofrasında Kerîm-i Mutlak olan Rahman-ı Rahîm’in misafirlerine, rahmet tarafından ihzar edilen hadsiz taamların ayrı ayrı ve güzel kokularına ve muhtelif, süslü renklerine ve mütenevvi, hoş tatlarına ve her zîhayatın zevk ve safasına yardım eden cihazlara bak, ikram ve kerimiyet-i Rabbânîyenin gâyet şirin cemâlini ve gâyet tatlı güzelliğini gör.

Hem Fettah ve Musavvir isimlerinin tecellileriyle başta insan olarak bütün hayvanâtın, su katrelerinden açılan pek çok ma’nidar sûretlerine ve bahar çiçeklerinin habbe ve zerreciklerinden açtırılan çok cazibedar sîmalarına bak, fettahiyet ve musavviriyet-i İlâhîyenin mu’cizatlı cemâlini gör.

İşte bu mezkûr misallere kıyasen Esmâ-i Hüsnâ’nın her birisinin kendine mahsus öyle kudsî bir cemâli var ki; birtek cilvesi, koca bir âlemi ve hadsiz bir nev’i güzelleştiriyor. Birtek çiçekte bir ismin cilve-i cemâlini gördüğün gibi, bahar dahi bir çiçektir ve Cennet dahi görülmedik bir çiçektir. Baharın tamamına bakabilirsen ve Cennet’i îman gözüyle görebilirsen bak gör; Cemâl-i Sermedî’nin derece-i haşmetini anla. O güzelliğe karşı îman güzelliğiyle ve ubûdiyet cemâli ile mukabele etsen, çok güzel bir mahlûk olursun. Eğer dalâletin hadsiz çirkinliğiyle ve isyanın menfur kubhuyla mukabele edip karşılasan, en çirkin bir mahlûk olmakla beraber, bütün güzel mevcûdâtın ma’nen menfurları olursun.

Beşinci Nokta: Nasıl ki yüzer hüner ve san’at ve kemâl ve cemâlleri bulunan bir zât; her bir hüner kendini teşhir etmek ve herbir güzel san’at kendini takdir ettirmek ve herbir kemâl kendini izhar etmek ve herbir cemâl kendini göstermek istemesi kaidesince o Zât dahi bütün hünerlerini ve san’atlarını ve kemâlâtını ve gizli güzelliklerini târif edecek, teşhir edecek, gösterecek olan bir hârika sarayı yapmış.

Səs yoxdur