Şualar | OnBirinci Şuâ | 259
(205-299)

Hem hiç akıl kabul eder mi ki; kâinattaki makasıd-ı İlâhîyesini bir ferman ile bildirmesin. Ve muammasını açacak ve mahlûkat ne yerden geliyorlar ve ne yere gidecekler ve ne için böyle kafile kafile arkasında buraya gelip bir parça durup geçiyorlar, diye üç dehşetli sual-i umûmîye hakîki cevab verecek Kur’ân gibi bir kitabı göndermesin? Hâşâ!

Hem hiç mümkün müdür ki; onüç asrı ışıklandıran ve her saatte yüz milyon lîsanlarda kemâl-i hürmetle gezen ve milyonlar hâfızların kalblerinde kudsiyetiyle yazılan ve nev’-i beşerin keyfiyeten kısm-ı a’zamını kanunlariyle idare eden ve nefislerini ve ruhlarını ve kalblerini ve akıllarını terbiye ve tezkiye ve tasfiye ve tâlim eden ve Risâle-i Nur’da kırk vech-i i’cazı isbat edilen ve kırk tâife ve tabaka-i nâsa ve her bir tabakaya karşı bir nevi i’cazını gösterdiği kerâmetli ve hârikalı On Dokuzuncu Mektup’ta beyân olunan ve Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm bin mu’cizatıyla onun bir mu’cizesi olarak hak kelâmullah olduğu kat’i isbat edilen Kur’ân-ı Mu’ciz-ül Beyân hiçbir cihette imkânı var mı ki, o Mütekellim-i Ezelî ve o Sâni-i Sermedî’nin kelâmı ve fermanı olmasın? Hâşâ, yüz bin def’a hâşâ ve kellâ!

Demek îman-ı billah bütün hüccetleriyle, Kur’ân’ın kelâmullah olduğunu isbat ediyor.

Hem hiç mümkün müdür ki; zeminin yüzünü mütemadiyen zîhayatlarla doldurup boşaltan ve kendini tanıttırmak ve ibâdet ve tesbihat ettirmek için bu dünyamızı zîşuurlarla şenlendiren bir Sultan-ı Zülcelâl, semâvâtı ve yıldızları boş ve hâlî bıraksın; onlara münâsib ahâliyi yaratıp, o semâvî saraylarda iskân etmesin ve saltanat-ı rububiyetini en büyük memleketinde hademesiz, haşmetsiz, me’mursuz, elçisiz, yâversiz, nâzırsız, seyircisiz, âbidsiz, raiyetsiz bıraksın... Hâşâ, melekler sayısınca hâşâ!

Hem hiçbir cihette imkânı var mı ki; bu kâinatı öyle bir kitab tarzında yazar ki, herbir ağacın bütün tarihçe-i hayatını bütün çekirdeklerinde kaydeden ve herbir otun ve çiçeğin bütün vazife-i hayatiyesini bütün tohumlarında yazan ve herbir zîşuurun bütün sergüzeşte-i hayatiyesini hardal gibi küçük kuvve-i hâfızasında gâyet mükemmel yazdıran

Səs yoxdur