Şualar | OnÜçüncü Şuâ | 370
(323-383)

Altıncısı: Bana bidâyette hizmet eden Ömer, namaza başladı, şarkıları bıraktı. Fakat bir akşam, kapıya yakın bir şarkı kulağıma geldi, evrad ile meşguliyetime zarar verdi. Ben hiddet ettim, çıktım gördüm ki; hilaf-ı âdet Ömer’dir. Ben de hilaf-ı âdet bir tokat vurdum. Birden, sabahleyin hilaf-ı âdet olarak Ömer, başka hapse gönderildi.

Yedincisi: Hamza nâmında onaltı yaşında sesi güzel olmasından şarkı söylüyor, başkalarının da iştihalarını açıyor, haylazlık ediyordu. Ona dedim: “Böyle yapma, tokat yiyeceksin.” Birden, ikinci gün bir eli yerinden çıktı, iki hafta azabını çekti.

Evet, doğrudur.
Hamza

Bu gibi tokatlar var; fakat kâğıt bitti, ma’na da bitti.

* * *

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bir maârif vekili, perdeyi yüzünden kaldırdı ve küfr-ü mutlakı başka bir kisvede gösterdi. Bizim son gönderdiğimiz müdâfaatı daha almadan başka saika ile o beyânnameyi yazmış. Gerçi ben, o dâireye göndermeyi düşünmüyordum; fakat kardeşlerimizin tensibiyle onlara da göndermek hem münâsip, hem lâzım olduğunu bu hal gösterdi. Çünkü herhalde bu derece ilhadda taassub taşıyan bir vekil, Ankara’ya gönderilen evrak ve mahrem risâlelere karşı lâkayd kalmazdı. Birden, doğrudan doğruya cerhedilmez müdâfaatlar başına vuruldu, çok iyi oldu. İnşâallah o dâirede dahi Risâle-i Nur lehinde kuvvetli bir cereyan uyandıracak.

Kardeşlerim! Mâdem bir kısmın mahiyetleri bu tarzdır; onlara, o kısma teslim olmak, bir nevi intihardır; İslâmiyetten pişman olmaktır, belki dinden insilah etmektir. Çünkü o derece ilhadda taassub etmiş ki; bizim gibilerden yalnız teslimiyetle ve tasannu’ ile razı olmuyorlar.

Səs yoxdur