Şualar | OnBeşinci Şuâ | 539
(529-621)

ON BİRİNCİ KELİME: ’dir. Yâni; “Dâire-i huzuruna ve âlem-i bâkisine ve âhiretine ve sermedî dâr-ı saadetine gidileceği gibi, bütün kâinattaki mahlûkatın mercii odur; bütün esbab silsileleri ona dayanıyor ve kudretine istinâd eder ve o kudretinin tasarrufatına birer perdedirler; o kudret-i kudsiyenin izzetini ve haşmetini muhafaza için, bütün zâhirî sebebler yalnız birer perdedirler; îcadda da hiç te’sirleri yoktur; emir ve iradesi olmazsa hiçbir şey hatta hiçbir zerre hareket edemez.” demektir. Bu kelimedeki hüccete gâyet kısa bir işâret ederiz:

Evvelâ: Bu kudsî kelimenin ifade ettiği haşir ve âhiret ve hayat-ı bâkiye hakîkatının bu gelen bahar gibi kat’i ve şübhesiz tahakkukunu ve geleceğini tam îman ettirmek ve isbat etmek cihetini “Onuncu Söz” ve zeyillerine ve “Yirmi Dokuzuncu Söz”e ve “Meyve”nin “Yedinci Mes’elesi”ne ve “Münâcat” Şuâına ve Nur’un îmanî risâlelerine havale ederiz. Elhak, onlar, bu rükn-ü îmanîyi öyle bir tarzda hadsiz hüccetlerle isbat etmişler ki; dünyanın mevcûdiyeti derecesinde âhiretin tahakkukunu, en muannid münkirleri de tasdike mecbûr eden bir sûrette isbat etmişler.

Sâniyen: Mu’ciz-ül Beyân-ı Kur’ân’ın üçten birisi haşre ve âhirete bakar, her dâvayı ona bina eder. Öyle ise, Kur’ânın hakkaniyetini isbat eden bütün mu’cizeleri ve hüccetleri, âhiretin vücûduna dahi delâlet ettikleri gibi; Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın nübüvvetine şehâdet eden bütün mu’cizeleri ve umum delail-i nübüvveti ve sıdkının bütün hüccetleri, haşir ve âhirete dahi şehâdet ederler. Çünkü, o zâtın (A.S.M.) bütün hayatında dâimî bir büyük dâvası âhiret olduğu gibi, bütün yüz yirmi dört bin peygamberler (Aleyhimüsselâm) dahi hayat-ı bâkiye ve saadet-i ebediyeyi dâva edip beşere müjde ederek hadsiz mu’cizelerle ve kat’i deliller ile isbat ettiklerinden, elbette onların peygamberliklerine ve sâdıkıyetlerine delâlet eden bütün mu’cizeleri ve hüccetleri, onların en büyük ve dâimî davaları olan âhirete ve hayat-ı bâkiyeye şehâdet ederler. Buna kıyasen sâir erkân-ı îmaniyeyi isbat eden bütün deliller dahi haşrin vukuuna ve dâr-ı saadetin açılmasına şehâdet ederler.

Səs yoxdur