Şualar | OnBeşinci Şuâ | 608
(529-621)

Ve şübhesiz o Nebiyy-i Akdes’in (A.S.M.) emir ve fermaniyle yürüyen ve tasarrufiyle hareket eden ve onun envâr ve hakâikına vâris ve ma’kes olan bir zât-ı kerîm-üs sıfattır.

Envâr-ı Muhammediyeyi (A.S.M.) ve maarif-i Ahmediye’yi (A.S.M.) ve füyuzat-ı şem’-i İlâhîyi en müşa’şa bir şekilde parlatması ve Kur’ânî ve hadîsî olan işârât-ı riyaziyenin kendisinde müntehî olması ve hitabat-ı Nebeviyeyi (A.S.M.) ifade eden âyât-ı celilenin riyazî beyânlarının kendi üzerinde toplanması delâletleriyle, o zât hizmet-i îmaniye noktasında risâletin bir mir’at-ı mücellâsı ve şecere-i risâletin bir son meyve-i münevveri ve lîsan-ı risâletin irsiyet noktasında son dehân-ı hakîkatı ve şem’-i İlâhînin hizmet-i îmaniye cihetinde bir son hâmil-i zîsaadeti olduğuna şübhe yoktur.

Üçüncü Medrese-i Yusufiye’nin Elhüccetü’z- Zehra ve Zühret-ün Nur
olan Tek Dersini Dinleyen Nur Şâkirdleri nâmına
Ahmed Feyzi, Ahmed Nazif, Salahaddin, Zübeyr, Ceylan, Sungur, Tabancalı

Benim hissemi haddimden yüz derece ziyâde vermeleriyle beraber, bu imza sâhiblerinin hatırlarını kırmağa cesaret edemedim. Sükût ederek o medhi Risâle-i Nur şâkirdlerinin şahs-ı ma’nevîsi nâmına kabul ettim.

Said Nursî


* * *
Səs yoxdur