Lemalar | Yirmidördüncü Lema | 199
(195-204)

Şehirliler; köylülere, bedevîlere bakıp tesettürü kaldıramaz. Çünkü köylerde, bedevilerde, derd-i maişet meşgalesiyle ve bedenen çalışmak ve yorulmak münâsebetiyle, hem şehirlilere nisbeten nazar-ı dikkati az celbeden ma’sûme işçi ve bir derece kaba kadınların kısmen açık olmaları, hevesât-ı nefsaniyeyi tehyîce medâr olamadığı gibi, serseri ve işsiz adamlar az bulunduğundan, şehirdeki mefâsidin onda biri onlarda bulunmaz. Öyle ise onlara kıyas edilmez.


Ehl-i îman âhiret hemşirelerim olan kadınlar tâifesi ile bir muhaveredir

Ba’zı vilayetlerde tâife-i nisâdan samîmi ve hararetli bir sûrette Nurlara karşı alâkalarını gördüğüm ve haddimden pek ziyâde, onların Nurlara ait derslerime i’timadlarını bildiğim sıralarda, mübârek Isparta’ya ve ma’nevî Medresetü’z-zehra’ya üçüncü def’a geldiğim zaman işittim ki; o mübârek Âhiret hemşirelerim olan tâife-i nisâ, benden bir ders bekliyorlarmış. Güya vaaz sûretinde câmilerde onlara bir dersim olacak. Halbuki ben dört beş vecihle hastayım ve hem perîşan, hatta konuşmaya ve düşünmeğe iktidarsız bulunduğum halde, bu gece şiddetli bir ihtar ile kalbime geldi ki; mâdem on beş sene evvel gençlerin istemeleriyle Gençlik Rehberini onlar için yazdın ve pek çok istifade edildi. Halbuki hanımlar tâifesi, gençlerden daha ziyâde bu zamanda öyle bir rehbere muhtaçtırlar. Ben de bu ihtara karşı gâyet perîşan ve zaaf ve aczimle beraber “Üç Nükte” ile gâyet muhtasar ba’zı lüzumlu maddeleri, o mübârek hemşirelerime ve ma’nevî genç evlâdlarıma beyân ediyorum.

BİRİNCİ NÜKTE: Risâle-i Nur’un en mühim bir esası şefkat olmasından, nisâ tâifesi şefkat kahramanları bulunmaları cihetiyle daha ziyâde Risâle-i Nûrla fıtraten alâkadardırlar. Ve LİLLAHİ’L-HAMD, bu fıtrî alâkadarlık çok yerlerde hissediliyor. Bu şefkatteki fedâkârlık, hakîki bir ihlâsı ve mukabelesiz bir fedakârlık ma’nasını ifade ettiğinden, şimdi bu zamanda pek çok ehemmiyeti var. Evet, bir vâlide veledini tehlikeden kurtarmak için hiçbir ücret istemeden ruhunu feda etmesi ve hakîki bir ihlâs ile vazife-i fıtriyesi i’tibâriyle kendini evlâdına kurban etmesi gösteriyor ki; hanımlarda gâyet yüksek bir kahramanlık var. Bu kahramanlığın inkişafı ile; hem hayat-ı dünyeviyesini, hem hayat-ı ebediyesini onunla kurtarabilir.

Səs yoxdur