Şualar | Yedinci Şuâ | 141
(103-191)

ve pek az bir zamanda en medenî ve ma’lûmatlı ve hayat-ı içtimâîyede ve siyasiyede en ileri olan milletlere ve hükümetlere üstad ve rehber ve diplomat ve hâkim-i âdil olarak; şarktan garba kadar cihanpesendâne idare eden ve “Sahabe” nâmıyla dünyada namdar olan cemâat-ı meşhurenin ittifakla, can ve mallarını, peder ve aşiretlerini feda ettiren bir kuvvetli îmanla tasdikleridir.

Üçüncüsü: Her asırda binlerle efradı bulunan ve her fende dâhiyâne ileri giden ve muhtelif mesleklerde çalışan, ümmetinde yetişen hadsiz muhakkik ve mütebahhir ulemasının cemâat-ı uzmasının, tevâfukla ve ilmelyakîn derecesinde tasdikleridir. Demek bu Zât’ın vahdaniyete şehâdeti; şahsî ve cüz’î değil, belki, umûmî ve küllî ve sarsılmaz ve bütün şeytanlar toplansa, karşısına hiçbir cihetle çıkamaz bir şehâdettir diye hükmetti. İşte, Asr-ı Saadet’te aklıyla beraber seyahat eden dünya misafiri ve hayat yolcusunun o medrese-i nurânîyeden aldığı derse kısa bir işâret olarak, Birinci Makamın on altıncı mertebesinde böyle:


denilmiştir.

Səs yoxdur