Tarihçe-i Hayat | Üçüncü Kısım - Eskişehir Hayatı | 237
(215-280)

Hapiste ve kabirde dahi olsam, o kitablarım, bu garip dünyanın bana yüklediği beş elîm ve hazin gurbetlerde enislerim ve arkadaşlarımdırlar. Onları benden ayırmakla, tahammülsüz bir altıncı gurbete düşeceğim ve bu çok ağır gurbetin tazyikinden çıkan âhlardan sakınmalısınız.


Mahkemenin Reis ve Âzâlarından Ehemmiyetli Bir Hakkımı Taleb Ederim

Şöyle ki: Bu mes’elede yalnız şahsım medâr-ı bahis değil ki, siz beni tebrie etmekle ve hakîkat-ı hale muttali olmanızla mes’ele hallolsun. Çünkü, ehl-i ilim ve ehl-i takvânın şahs-ı ma’nevîsi, bu mes’elede nazar-ı millette itham altına girdiği ve hükümete dahi ehl-i takvâ ve ilme karşı bir emniyetsizlik geldiği ve ehl-i takvâ ve ilim, tehlikeli ve zararlı teşebbüslerden nasıl sakınacağını bilmesi lâzım olduğu için; benim müdafaatımın kendim kaleme aldığım bu son kısmını, herhalde yeni huruf ile, matbaa vasıtasiyle intişarını isterim. Tâ ki ehl-i takvâ ve ehl-i ilim, entrikalara kapılmayıp; zararlı, tehlikeli teşebbüslere yanaşmasınlar; ve hükümetin şahs-ı ma’nevîsi nazar-ı millette ithamdan kurtulsun. Ve hükümet dahi, ehl-i ilim hakkında emniyet etsin ve bu anlaşılmazlık ortadan kalksın. Ve hükümete ve millete ve vatana çok zararlı düşen bu gibi hâdiseler ve anlaşmamazlık daha tekerrür etmesin.

.........................................................................................

Elhak, bundan dokuz sene evvel Onuncu Söz, sekiz yüz nüsha yayılmasiyle ehl-i dalâletin kalblerindeki inkâr-ı haşri kalblerinde sıkıştırıp lîsanına getirmeye meydan vermedi, ağızlarını tıkadı ve hârika bürhanlarını gözlerine soktu. Evet; Onuncu Söz, haşir gibi bir rükn-ü azîm, îmanın etrafında çelikten zırh oldu; ehl-i dalâleti susturdu. Elbette Hükümet-i Cumhuriye bundan memnun oldu ki, meb’usanın ve valilerin ve büyük me’murların ellerinde kemâl-i serbestiyet ile Onuncu Sözün nüshaları gezdi.

.........................................................................................

Dört aydanberi, bu hayat-memat mes’elesinde, hiçbir yerden benim acınacak halim bir mektubla dahi sordurulmadığı; ve benim hakkımda halkı tenfir edecek bir sûrette teşhir etmekle nefret-i âmmeyi aleyhime celbedip bütün bütün teshilât ve muavenetten mahrum kalmış, garîb ve kimsesiz halimi tasvir eden, itiraznamemde îzah ettiğim bir hikâye:

Səs yoxdur