Tarihçe-i Hayat | Üçüncü Kısım - Eskişehir Hayatı | 255
(215-280)

İşte, cihangir hükümdarların ve kahraman kumandanların küçük mahkemelerde diz çöküp kemâl-i inkıyad ile mutavaat göstermeleri, mahkemenin, hiçbir cihet ile zedelenmeyecek bir haysiyet ve şerefinin mevcûdiyetini isbat eder. İşte, mahkemelerin bu yüksek ve ma’nevî haysiyetine dayanıp, hukukumu, hürriyetle müdafaa ediyorum. Bir makale içindeki zararlı görülen dört-beş kelime sansür edildikten sonra mütebakisinin neşrine izin verilirken; yüz yirmi kitabın, birbirinden ayrı ve ayrı ayrı zamanlarda te’lif edildiği halde, yalnız bir-iki risâlede şimdiki nazarlara zararlı tevehhüm edilen on beş kelime yüzünden, yüz on beş ma’sûm ve menfaatdar ve mühim bir kısmı Ankara kütüphânesinde mevcûd olup iftiharla kabul edilen kitabların ele geçenlerinin müsadere ile mahkûm edilmesi, rûy-i zemindeki adliyenin şerefine elbette ilişecek mahiyettedir. Elbette Mahkeme-i Temyiz bu haysiyet ve şerefi siyanet eder.

En ziyâde tenkid edilen ve umum kitablarımı muahezeye sebebiyet veren beş-on mes’ele içinde en mühimmi, gelecek bu iki mes’eledir:

Âyetleridir. İşte, benim ve kitablarımın mahkûmiyeti beş-altı mes’eleden, en birinci bu iki mes’eledir. Ben hakîki, menfaatli medeniyete karşı değil, belki kusurlu ve zararlı “mimsiz” ta’bir ettiğim medeniyete karşı otuz-kırk senedenberi i’caz-ı Kur’ânı esas tutup, o medeniyetin muhalif noktalarını aşağı düşürüp, medeniyetin aczi ile i’caz-ı Kur’ânı isbat etmek esası üzerine, matbu ve gayr-ı matbu, Arabca ve Türkçe çok kitablar yazdım. İrsiyet hakkındaki kanun-u medeninin, Kur’ânın bu iki Âyetine muhalif maddelerini vaktiyle müvazene etmişim. Onların muannid feylesoflarını da ilzam edecek deliller göstermişim. Hükümet-i Cumhuriyenin ilcaat-ı zamana göre kabul ettiği bir kısım kanun-i medeninin bir kısım maddelerini kabulden evvel, bu mes’eleleri, medeniyete ve feylesoflara karşı yazmışım ve müdafaa etmişim. Kurun-u Ulâ ve Vustâdaki zayi olan kadınlık hukukunu, Kur’ân-ı Hakîm gâyet ehemmiyetle muhafaza ettiğini beyân etmişim. Şimdi, bu iki mes’eledeki beyânatım, Hükümet-i Cumhuriyenin kanununa muhalifdir diye, yüz altmış üçüncü madde ile muaheze edildim. Ben de adliyenin en yüksek mahkemesine derim ki:

Səs yoxdur