Tarihçe-i Hayat | Yedinci Kısım - Afyon Hayatı | 546
(541-611)

“Düşmanın çizmesi boğazımıza bastığı zaman onun yüzüne tükür! Ruhun kurtulsun.. cesedin ezilsin.” hakîkatını matbuat lisaniyle de beyân eden Üstadları Bediüzzaman’a ittiba etmişlerdir.

İşte, böyle türlü türlü işkence ve tazyikatlarla, gerek hapishâne dahilinde gerek haricinde hizmetini dahi yaptırmamaya çalışmışlardır. Dünyada hiçbir kimseye yapılmayan zulüm ve ihânet Bediüzzaman’a yapılmıştır. Nihayet 20 Eylül 1949 günü ceza müddetini hapishânede tamamlayarak tahliye edilmiştir. Bütün hapishânelerde hapisler resmî mesai saatlerinde tahliye edilirken Afyon hapishânesinde de saat onda âdet iken, Bediüzzaman’ı fevkalâde bir tezahürat ile karşılamağa hazırlanan halkın istikbaline mâni olmak için, şafak vakti ile sabah namazı arasında hapishâneden tahliye etmişlerdir.

* * *

Bediüzzaman Hazretleri Afyon’da bir müddet ikâmet etmiştir. Bu esnada cezasını çektiği ve temyiz mahkemesi mahkûmiyet kararını tamamen lehine bozduğu halde, üç polise, kapısı önünde geceli gündüzlü nöbet beklettirilmiştir. Hapisten çıktığına pişman etmişler ve zulüm ve tazyikat devam ettirilmiştir. İki senelik ezici ve eritici bir hapisten çıktığı halde, hastalığını sormak için gelenler dahi yanına bırakılmamıştır. Tarihçe-i hayatında görüldüğü gibi; Rusya’da, Rus kumandanı ona serbestiyet verdiği halde, öz vatanında ve bu mübârek ve muazzez millet-i İslâm için her şeyini feda eden Bediüzzaman’ın bayram ziyaretine gelenler dahi, resmî me’murlar tarafından ziyaretten menedilmiştir. Hatta hizmetçisiyle konuşanlar görülünce, “Sen, Bediüzzaman’ın hizmetçisiyle konuştun!” diye tazyikat yapılarak hüviyetleri tesbit edilmiştir. Bütün böyle kanunsuzluklar, halkı Bediüzzaman’a bir kat daha yaklaştırmış, eserlerini arayıp bulmak hususunda âdeta bir kamçı te’siri husûle getirmiştir. Bediüzzaman aleyhinde propaganda yapan ve yaptıranlardan ise fersahlarca uzaklaştırmıştır. Bediüzzaman’a olan teveccüh-ü âmme kırılmağa çalışıldıkça, millet ve gençlik, hususan yüksek tahsil gençliğinin hürmet ve bağlılığı artmıştır. Bediüzzaman aleyhtarlığı yapıldıkça, bu bağlar perçinleşmiştir. Menfî propagandalardan maksat, milletin Bediüzzaman’a olan teveccühünü kırarak, şahsını çürütüp, Risâle-i Nur’un neşriyatını durdurmaktır.

Səs yoxdur