Tarihçe-i Hayat | Yedinci Kısım - Afyon Hayatı | 583
(541-611)

Yedincisi: Biz ve umum Nur risâleleri, Denizli ve Ankara ağır cezalarının ve temyiz mahkemelerinin ittifakıyle beraat ettiğimiz; ve umum risâle ve mektuplarımızı bize iade ettikleri; ve temyizin bozma kararında -Denizli beraatinde- “faraza, bir hatâ dahi olsa, o beraat ve hüküm kat’iyet kesbetmiş. Daha tekrar muhakeme edilmez.” dedikleri halde; ben, Emirdağı’nda üç sene münzevi ve iki-üç terzi çırağı nöbetle bana hizmet ve pek nadir olarak, beş-on dakika ba’zı dindar zâtlardan başka zarûret olmadan konuşmayan; ve tek bir yere -Nurlara teşvik için- haftada birtek mektuptan başka göndermiyen ve kendi müftü kardeşine, üç senede üç mektuptan başka yazmayan; ve yirmi-otuz seneden beri devam eden te’lifini bırakan; yalnız, bütün ehl-i Kur’ân ve îmana menfaatli yirmi sahifelik iki nükte, biri, Kur’ân’daki tekrarların hikmetini diğeri, melekler hakkında ba’zı mes’elelerden başka hiçbir risâle daha te’lif etmeyen; yalnız; mahkemelerin iade ettikleri risâlelerin büyük mecmûalar yapılmasına ve eski harf ile tab’edilen “Âyetül-Kübrâ”nın beş yüz nüshası mahkeme tarafından bize teslim edildiğinden ve teksir makinesi resmen yasak olmadığından, âlem-i İslâm’ın istifadesi fikriyle, kardeşlerime, neşr için teksirine izin vererek onların tashihleri ile meşgul olan; ve kat’iyen hiç bir siyasetle alâkadar olmıyan; ve memleketine gitmek için resmen izin verildiği halde, bütün menfilere muhalif olarak dünyaya ve siyasete karışmamak için, sıkıntılı bir gurbeti kabul edip memleketine gitmeyen bir adam hakkında; bu üçüncü ittihamnâmedeki asılsız isnadlar ve yalan bahisler ve yanlış ma’nalar ile o adamı suçlu yapmağa çalışanda -şimdilik söylemeyeceğim- dehşetli iki ma’na hükmettiğini, bu yirmi ayda bana karşı muamelesi isbat ediyor.

Ben de derim: Kabir ve sakar yeter! Mahkeme-i Kübrâya havale ediyorum.

Sekizincisi: “Beşinci Şuâ”, iki sene Denizli ve Ankara Mahkemelerinin ellerinde kalıp, sonra bize iade ettiklerinden, Denizli Mahkemesinde beraatimizi netice veren müdafaatımla beraber, “Siracınnûrun” âhirinde yazılmış. Gerçi evvelce mahrem tutuyorduk; fakat, mâdem mahkemeler onu teşhir edip beraatle bize iade ettiler; demek bir zararı yoktur diye teksirine izin verdim. Ve o Beşinci Şuâ’nın aslı, otuz-kırk sene evvel yazılmış müteşabih hadîslerdir. Fakat ümmette, eskiden beri intişar eden bir kısmına, gerçi ba’zı ehl-i hadîs, bir zaafiyet isnad etmişler.

Səs yoxdur