Prof.Dr. İbrahim Canan vefat etti 14 Ekim 2009
Yalova'da arkadaşlarıyla birlikte bir konferansa katılan Prof. Dr. İbrahim Canan, saat 01.00 sıralarında İstanbul'a geldi. Metro Turizm Samandıra tesislerinde otobüsten inen Canan, cep telefonunu oturduğu koltukta unuttuğunu fark etti, hareket eden otobüsün ardından koşmaya başladı. Ancak yağmur nedeniyle ıslanan zeminde ayağı kayan İbrahim Canan, yere düştü. Bu sırada arkadan gelen aynı firmaya ait 34 FB 1475 plakalı servis otobüsünün altında kaldı. Olay yerine çağrılan sağlık ekipleri, Prof. Dr. İbrahim Canan'ın öldüğünü tespit etti. Ancak arkadaşlarının ısrarı üzerine İbrahim Canan, ambulansla Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Soruşturma başlatan polis, otobüs şoförü Erol Çelik'i gözaltına aldı. İbrahim Canan'ın cenazesi, yarın öğle namazını müteakip Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisinde kılınacak cenaze namazından sonra Eyüp Sultan'a defnedilecek.
Dün gece elim bir trafik kazasında vefat eden Prof. Dr. İbrahim Canan 1959'un sonunda Ankara'da Beyrut Palas Otelinde Bediüzzaman'ı ziyaret etmiş, merdivenlerde talebeleriyle birlikte resmini çekmişti.
Prof. Canan, Bediüzzaman Said Nursi ile görüşmesini Son Şahitler adlı eserde şöyle anlatmıştı: "Üstad Bediüzzaman 1959 senesinin son günlerinde 31 Aralık'ta, Ankara'ya gelmiş, Beyrut Palas Otelinin 37 numaralı odasında kalmıştı. "İlk zaman fazla gelen ziyaretçilerden dolayı çok tehacüm olmuştu. Bu günlerde müsait bir vakti bekleyip, o vakitte Üstadı ziyaret edip, ellerini öpmek istiyordum. "O zaman Üstad lavaboya çıkmıştı. İşte, Üstadı ilk defa o zaman görmek saadetine ermiştim. Daha sonra otelden çıkarken de ziyaret etmiştim. Otele eski DP milletvekillerinden Dr. Tahsin Tola gelmişti. Üstadın büyük bir gayesi olan tevafuklu Kur'ân-ı Kerimin basılması için arzusu vardı. Üstad kendisine çok iltifat edip, Kur'ân'ın basılması için Dr. Tahsin Tola'ya tam âyetler sayısınca 6666 lira verdi. Her âyete bir lira mukabil oluyordu. Dr. Tahsin Tola'nın başını okşayıp, teveccüh edip, dualar etti. "Zübeyir'in yerine kabul ettim" "İşarâtü'l-İcaz basılırken tashih işlerinde çalışmıştık. Basılan formaları Senirkentli Hüseyin Aşçı ile Üstada gönderiyorduk. Hem de selâmlarımızı götürüyordu. Daha evvel de Üstad, Said Özdemir Ağabeye benim için 'Ben onu Zübeyir'in (Gündüzalp) yerine kabul edip dua ediyorum' demişti.