Risale-i Nur'dan Bir Esma-i İlahi

GANÎ-İ KERÎM: Kimseye muhtaç olmayan, sonsuz ikrâm ve gerçek zenginlik sahibi Allah.

Risale-i Nur'dan Bir Vecize

Allah'a (c.c) îmanınız varsa, elbette Allah'ı seveceksiniz. Madem Allah'ı seversiniz, Allah'ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise, Allah'ın sevdiği zata benzemelisiniz. Ona benzemek ise, ona ittiba etmektir. Ne vakit ona ittiba etseniz, Allah da sizi sevecek. Zaten siz Allah'ı seversiniz, tâ ki Allah da sizi sevsin.

Şayan-ı Dikkat

Eğer Namaz kılmazsan, senin o günkü alemin zulümatlı ve perişan bir halde gider. Namaz kılanın diğer mübah dünyevi amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.

Risale-i Nur'dan Bir Kıssa Bir Hisse

Rüya-i sadıka: O doğrudan doğruya, mahiyet-i insaniyedeki lâtife-i Rabbâniye, âlem-i şehadetle bağlanan ve o âlemde dolaşan duyguların kapanmasıyla ve durmasıyla âlem-i gayba karşı bir münasebet bulur, bir menfez açar. O menfezle, vukua gelmeye hazırlanan hadiselere bakar. Ve Levh-i Mahfuzun cilveleri ve mektubat-ı kaderiyenin numuneleri nevinden birisine rast gelir, bazı vâkıât-ı hakikiyeyi görür. Ve o vâkıâtta bazen hayal tasarruf eder, sûret libasları giydirir. Bu kısmın çok envâı ve tabakatı var. Bazı, aynen gördüğü gibi çıkar, bazen bir ince perde altında çıkıyor, bazen kalınca bir perde ile sarılıyor. Hadis-i şerifte gelmiş ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bidâyet-i vahiyde gördüğü rüyalar, subhun inkişafı gibi zâhir, açık, doğru çıkıyordu. Mektubat | Yirmi Sekizinci Mektup | 332