İşaratu-l İcaz | Kıyamet ve Ahiret | 146
(139-154)

Yâni, aralarında çok farklar bulunduğundan, birbirine benzemez. Cennet ile Horhor Bahçesinin (Hâşiye) arasında ne nisbet varsa, Cennet’in lezzetleriyle dünyanın lezzetleri arasında da aynı o nisbet vardır. Cennet’in Horhor Bahçesinden dereceleri ne kadar çok yüksek ise, uhrevî lezzetler de dünya lezzetlerine göre öyledir. Her iki âlem arasında bu büyük tefavüte, İbn-i Abbas cümlesiyle işâret etmiştir. Yâni: “Cennet’te, dünya meyvelerinin yalnız isimleri vardır.” Yâni; isimleri birdir, fakat lezzetleri ayrıdır.

Cennet’te lezzetin devamı mes’elesi ise: Evet, lezzetin hakîki lezzet olması, zeval görmeyip devam etmesindendir. Zîra elemin zevali lezzet olduğu gibi, lezzetin zevali de elemdir; hatta zevalinin tasavvuru bile elemdir. Evet, bütün mecazî âşıkların enînleri, bağırıp çağırmaları, bu kısım elemdendir; ve bütün divânlariyle yaptıkları ağlamalar, vaveylâlar, hep mahbubların firak ve zevallerinin tasavvurundan neş’et eden elemdendir. Evet pek çok muvakkat lezzetler var ki, zevalleri dâimî elemleri intâc ettiği gibi; çok elemlerin zevali de, leziz lezzetlere bâis olur. Lezzet ve ni’met ise, devam etmek şartiyle lezzet ve ni’met sayılabilir.

Hülâsa: İnsan, ebed için yaratılmıştır. Onun hakîki lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umûr-u ebediyededir.

Bu âyetin cümleleri arasındaki rabıtaları gördük. Şimdi cümlelerinin işgal ettikleri yerler ile münâsebetlerine bakacağız:

Evet bu cümlenin, bu mevki ile münâsebeti: Evet Cenâb-ı Hak ibâdeti teklif etti ve nübüvveti isbat etti ve Peygamberimiz’i (A.S.M.) tebliğ-i umûra me’mur yaptı ve dünyevî ba’zı lezzetlere cevaz vermeyen ve meşakkatları tazammun eden ibâdete mü’minlerin imtisâllerini te’min etmek için, mü’minlere va’d buyurulan tebşirleri tebliğ etmeyi Resûlü Ekrem’e (A.S.M.) emretti. Çünkü o Hazret (A.S.M.) inzar ve tahvife (korkutma) me’mur olduğu gibi; Allah’ın rızasını, lütfunu, kurbiyetini ve saadet-i ebediye gibi tebşiratını da tebliğe me’murdur.

: İnsanın ihtiyâcât-ı zarûriyesi içinde en evvel lâzım olan, mekân ve meskendir.

--------------------------------------
(Hâşiye): Horhor, Van’da müellifin medresesinin adıdır.

Səs yoxdur