İşaratu-l İcaz | Seba Semavat | 185
(185-195)

Bu âyetin sâbık âyetle cihet-i irtibatı:

Evvelki âyette küfür ile küfran, delâil-i enfüsiye ile inkâr edilmiştir. Bu âyette, delâil-i âfâkiyeye işâret edilmiştir. Ve keza evvelki âyette vücûd ve hayat ni’metlerine işâret edilmiş, bu âyette beka ni’metine işâret edilmiştir. Ve keza evvelki âyette, Sâniin vücûduna delil olmakla haşre bir mukaddeme olduğuna işâret edilmiş; bu âyette ise, âhiretin tahkikiyle şübhelerin izâlesine işâret edilmiştir.

Evet sanki onlar diyorlar ki: “İnsana bu kadar kıymet ve ehemmiyet verilmesi nereden ve neye binâendir? Ve Allah’ın yanında mevkii nedir ki onun için kıyameti koparıyor?” Onlara cevaben Kuran-ı Kerîm, bu âyetin işâretiyle diyor ki: “İnsanın pek yüksek bir kıymeti olmasaydı, semavât ve arz onun istifadesine muti’ ve müsahhar olmazdı. Ve keza insan ehemmiyetsiz olsaydı, mahlûkat onun için halkedilmezdi. Eğer insan ehemmiyetsiz ve kıymetsiz olsa idi, o vakit insan mahlûkat için halkolunacaktı. Ve keza, insanın Hâlıkı yanında mevkii pek büyük olduğu içindir ki; âlem-i dünyayı kendisi için değil, beşer için; beşeri de ibâdeti için halketmiştir.

Hülâsa: İnsan mümtaz ve müstesnadır; hayvanlar gibi değildir. Onun için insan cevherine bir sadef olmuştur.

Bu âyetteki cümlelerin nüktelerine geçiyoruz:

Ey arkadaş! Birinci cümlede ikinci cümlede , üçüncü cümlede kelimeleri için bir tahkikat lâzımdır.

Səs yoxdur