İşaratu-l İcaz | Seba Semavat | 186
(185-195)

O tahkikatı, “Altı Nokta”da îzah edeceğiz:

Birinci Nokta: Aşağıda beyân edildiği gibi, hayatın öyle bir hâsiyeti vardır ki, hayat cüz’ü küll, cüz’îyi küllî, ferdi nev’, mukayyedi mutlak, bir şahsı bir âlem gibi kılar. Binâenaleyh tek bir insan, “Dünya benim evimdir. Dünyadaki enva’ benim kavmimdir ve benim aşiretimdir ve bütün eşya ile muarefem ve münâsebetim vardır.” diyebilir.

İkinci Nokta: Bilirsin ki; âlemde sâbit bir nizam vardır, muhkem bir irtibat vardır ve dâimî düstûrlar, esaslı kanunlar vardır. Bu i’tibârla âlem, bir saat veya muntazam bir makine gibidir. Herbir çarkın, herbir vidanın, herbir çivinin; makinenin nizam ve intizamında bir hissesi ve makinenin netice ve faidelerinde bir te’siri olduğu gibi, ehli hayat için ve bilhassa beşer için de bir faidesi var.

Üçüncü Nokta: Aşağıda işiteceğin gibi, istifadede müzahamet ve münakaşa yoktur. Nasılki Zeyd diyebilir ki: “Şems benim lâmbamdır, dünya benim evimdir.” Ömer de öyle diyebilir ve aralarında münakaşa da olmaz. Evet Zeyd meselâ dünyada tek farzedilirse, istifadesi nasılsa, bütün insanlar içinde iken istifadesi yine öyledir, ne fazla olur ne noksan. Yalnız gareyne âid olan kısım müstesnadır. Zîra yiyecek, içecek vesâire şeylerde münakaşa olur.

Dördüncü Nokta: Âlem için tek bir yüz, bir cihet değil, pek çok umûmî ve muhtelif vecihler vardır. Ve faideleri te’min eden, kesretle umûmî ve mütedâhil yâni birbiri içinde cihetler vardır. Ve istifade yollarının da envaen türlü türlü tarîkleri vardır. Meselâ senin güzel bir bahçen vardır. O bahçe, bir cihetten senin istifadene tahsis edildiği gibi, diğer bir cihetten de halkı faidelendirir. Meselâ o bahçenin hüsnüne, güzelliğine her bakan bir zevk alır, bir inşirah peyda eder; bunda bir mâni’ yoktur. Kezalik, insanın beş zâhirî, beş bâtınî olmak üzere on tane hassası ve duygusu vardır. İnsan bu duygulariyle ve keza cismiyle, ruhuyla, kalbiyle dünyanın herbir cüz’ünden istifade edebilir; mâni’ yoktur.

Beşinci Nokta: Bu âyetle diğer ba’zı âyetlerden anlaşılıyor ki; bu büyük dünya, insan için yaratılmıştır. Ve yaratılışında, insanın istifadesi ille-i gaiye olarak nazara alınmıştır. Halbuki Arz’dan pek büyük olan Zühal’in, meselâ beşeri faidelendiren, yalnız zîneti ve zaîf bir ziyasıdır. Bu cüz’î faide için ne sûretle beşer ona ille-i gaiye olur?

Elcevab: Bir faideyi ta’kib eden adam, bütün fikrini, hayalini o faideye hasreder ve ondan maada birşeye bakmaz ve herşeye kendi hesabına bakar, kimseyi nazara almaz, hatta kendisini ille-i gaiye zanneder. Binâenaleyh bu gibi adama karşı makamı imtinanda söylenilen o gibi kelâmlarda mübalağa yoktur.

Səs yoxdur