Lemalar | Onüçüncü Lema | 70
(70-89)
Onüçüncü Lema

sırrına dâirdir.

(Şeytandan istiâze sırrına dâirdir. “On Üç İşâret” yazılacak. O işâretlerin bir kısmı, müteferrik bir sûrette Yirmi Altıncı Söz gibi bir kısım Risâlelerde beyân ve isbat edildiğinden burada yalnız icmalen bahsedilecek.)

BİRİNCİ İŞÂRET: SUAL: Şeytanların kâinatta îcad cihetinde hiçbir medhalleri olmadığı, hem Cenâb-ı Hak rahmet ve inâyetiyle ehl-i hakka tarafdar olduğu, hem hak ve hakîkatın cazibedar güzellikleri ve mehasinleri ehl-i hakka müeyyid ve müşevvik bulunduğu, hem dalâletin müstekreh çirkinlikleri ehl-i dalâleti tenfir ettikleri halde, hizbü’ş-şeytanın çok def’a galebe etmesinin hikmeti nedir? Ve ehl-i hak, her vakit şeytanın şerrinden Cenâb-ı Hakk’a sığınmasının sırrı nedir?

ELCEVAB: Hikmeti ve sırrı şudur ki: Ekseriyet-i mutlaka ile dalâlet ve şer, menfîdir ve tahribdir ve ademîdir ve bozmaktır. Ve ekseriyet-i mutlaka ile hidâyet ve hayır, müsbettir ve vücûdîdir ve imar ve tamirdir. Herkesce ma’lûmdur ki: Yirmi adamın yirmi günde yaptığı bir binayı, bir adam, bir günde tahrib eder. Evet bütün âzâyı esasiyenin ve şerâit-i hayâtiyenin vücûdiyle vücûdu devam eden hayat-ı insan, Hâlık-ı Zülcelâl’in kudretine mahsus olduğu halde; bir zâlim, bir uzvu kesmesiyle, hayata nisbeten ademî olan mevte o insanı mazhar eder. Onun için “Ettahribüeshel” durûb-u emsâl hükmüne geçmiş.

Səs yoxdur