Muhakemat | Üçüncü Makale | 106
(90-137)
İkinci Maksad

Mukaddeme

Eğer desen: Dibacede demiş idin: Kelime-i şehâdetin ikinci kelâmı birincisine şâhid ve meşhuddur.

Elcevab: Neam, evet. Marifetullah denilen kâ’be-i kemâlâta giden minhacların en müstakîm ve en metini, Sâhib-i Medine-i Münevvere Aleyhisselâm’ın yaptığı tarîk-i hadîd-i beyzasıdır ki; ruh-u hidâyet hükmünde olan Muhammed Aleyhisselâm, avalim-i gaybın mişkât ve zücacesi hükmünde olan kalbinin ma’kes ve tercümanı makamında olan lîsan-ı sâdıkı, berahin-i Sâni’in en sâdık bir delil-i zîhayat ve bir hüccet-i nâtıka ve bir bürhan-ı fasihtir. Evet hem zâtı, hem lîsanı birer bürhan-ı neyyirdir. Neam, hilkat tarafından Zât-ı Muhammed bürhan-ı bahirdir. Hakîkat canibinden lîsanı, şâhid-i sâdıktır. Evet Muhammed Aleyhisselâm hem Sâni’e, hem nübüvvete, hem haşre, hem hakka, hem hakîkata bir hüccet-i katıadır. Tafsili gelecektir.

Tenbih: “Devir” lâzım gelmez. Zîra sıdkının delâili, Sâni’in delâiline tevakkuf etmez.

Temhid: Peygamberimiz (A.S.M.) Sâni’in bir bürhanıdır. Öyleyse şu bürhanın isbat-ı sıdkını ve intacını ve sûreten ve maddeten sıhhatini isbat etmek gerektir... Nahu:

Səs yoxdur