Tarihçe-i Hayat | Yedinci Kısım - Afyon Hayatı | 595
(541-611)

Bu iki kıymetdar kazanç onların husûsi tahliyeleriyle bozulacaktı. Hem, onların Nurlara pek ciddî alâkaları halkın nazarında sönecekti.


İkinci Nokta: Mes’elemiz, Âlem-i İslâmı alâkadar eden pek büyük bir vazîfe-i Kur’âniye ve îmaniyedir. Ondan dehşet alan gizli münâfıklar, ellerinden geldiği kadar küçültmek isterler. Ve çok ehemmiyet verdiklerinden, zâhiren ehemmiyetsiz göstermeye çalışıyorlar; hükümeti ve adliyeyi aldatıyorlar. Meselâ: Nurlara mensub feriklerden ve miralaylardan sarf-ı nazar edip, Ankara’da Nur Talebesi bir nefer askerin elinde, zararsız birkaç risâle bulunmasiyle, buradaki mahkeme, mes’eleyi uzattırmaya vesîle ediyorlar. Ve benim şahsımın ehemmiyetsizliğini, ihânetler ve tazyiklerle, tecrübelerle gösterip, binler derece şahsımdan ehemmiyetli olan Nurların kuvvetli derslerini ve şâkirdlerinin sarsılmaz ve susmaz şahs-ı ma’nevîlerini nazara almayıp, güya ehemmiyet vermiyorlar. Halbuki, onun ehemmiyetinden titriyorlar ki, o kubbeleri habbe göstermek istiyorlar.

Hem tam aldanmışlar. İçimizde yalnız dört-beş kardeşimiz, ailevî ticaret cihetinde bu te’hirden bir zararları olsa da inşâallah pek çok manevî kazançları o maddî zararı hiçe indirecek bir inâyet altındayız. Hiç merak ve telâş etmeyiniz. Vazîfemiz, sabr içinde şükretmek ve mümkün oldukça Nurlarla meşgul olmaktır ve bizden çok ziyâde sıkıntıda bulunan mahpuslara teselli vermektir.

SAİD NURSÎ


* * *


Aziz Sıddık Kardeşlerim,

Mücmel bir ma’nevî ihtar ile bir meseleyi kalbe geldiği gibi beyân edeceğim. Altı makamata giden ve galebe eden müdafaatın cevabı gelmiş ve bize tecavüze çâre bulamamışlar. Yalnız bir makamın, gizli bir iş’ar ile, benim fedakâr kardeşlerimi benden soğutmak ve şiddetli alâkalarını gevşetmek plânı var. Zaten çoktanberi -beni ihânetlerle ve iftiralarla ve tecritlerle- bu kudsî ve uhrevî ve îmanî alâkayı bozmaya çalıştılar, muvaffak olamadılar.

Səs yoxdur