Mirac ve Şakkı Kamer | Otuzbirinci Söz | 40
(3-95)

İşte Mi’racın pekçok hikmetlerinden şu temsil dûrbîniyle birikisini nümune olarak gösterdik. Sairlerini kıyas edebilirsin.

İkinci Temsil: Nasılki bir zât-ı zîfünun, mu’ciznüma bir kitabı te’lif edip yazsa.. öyle bir kitab ki, her sahifesinde yüz kitab kadar hakaik, her satırında yüz sahife kadar latif manalar, herbir kelimesinde yüz satır kadar hakikatlar, her harfinde yüz kelime kadar manalar bulunsa; bütün o kitabın maânî ve hakaikları, o kâtib-i mu’ciznümanın kemalât-ı maneviyesine baksa, işaret etse, elbette öyle bitmez bir hazineyi kapalı bırakıp abes etmez. Her halde o kitabı, bazılara ders verecek. Tâ o kıymetdar kitab, manasız kalıp, beyhude olmasın. Onun gizli kemalâtı zahir olup, kemalini bulsun ve cemal-i manevîsi görünsün. O da sevinsin ve sevdirsin. Hem o acib kitabı bütün meânisiyle, hakaikıyla ders verecek birisini, en birinci sahifeden, tâ nihayete kadar üstünde ders vere vere geçirecektir.

Ses Yok