Ayetül Kübra | Ayetül Kübra | 131
(5-219)

Hem birtek kelime söylense, nihayetsiz hallakıyetin nihayetsiz vüs’atinden, o birtek kelime birtek adamın kulağına zahmetsiz girdiği gibi, bir milyon kulakların kafalarına da izn-i Rabbanî ile zahmetsiz girer. Binlerle dinleyen ile birtek dinleyen müsavidir, fark etmez. Hem göz gibi birtek nur veya Cebrail gibi nuranî birtek ruhanî; tecelli-i rahmet içinde olan faaliyet-i Rabbaniyenin kemal-i vüs’atinden birtek yere sühuletle baktığı ve gittiği ve birtek yerde sühuletle bulunduğu gibi, binler yerlerde de, kudret-i İlahiye ile sühuletle bulunur, bakar, gider.. az, çok farkı yoktur.

Aynen öyle de: Kudret-i zâtiye-i ezeliye, en latif, en has bir nur ve bütün nurların nuru olduğundan ve eşyanın mahiyetleri ve hakikatları ve melekûtiyet vecihleri şeffaf ve âyine gibi parlak olduğundan ve zerrattan ve nebatattan ve zîhayattan tâ yıldızlara ve güneşlere ve aylara kadar herşey, o kudret-i zâtiyenin hükmüne gayet derecede itaatli,

Ses Yok