Ramazan iktisat sükür risalesi | Ramazan iktisat sükür risalesi | 30
(4-94)

Demek manevî yüz lira zarar ile, maddî yüz paralık bir mal alınır. Eğer iktisad edip hacat-ı zaruriyeye iktisar ve ihtisar ve hasretse

sırrıyla,sarahatıyla; ummadığı tarzda yaşayacak kadar rızkını bulacak. Çünki şu âyet taahhüd ediyor. Evet rızk ikidir:

Biri: hakikî rızıktır ki, onunla yaşayacak. Bu âyetin hükmü ile o rızk, taahhüdü Rabbanî altındadır. Beşerin sû’-i ihtiyarı karışmazsa, o zarurî rızkı her halde bulabilir. Ne dinini, ne namusunu, ne izzetini feda etmeğe mecbur olmaz.

İkincisi: Rızk-ı mecazîdir ki, sû’-i istimalât ile hacat-ı gayr-ı zaruriye hacat-ı zaruriye hükmüne geçip, görenek belasıyla tiryaki olup, terkedemiyor. İşte bu rızk, taahhüdü Rabbanî altında olmadığı için; bu rızkı tahsil etmek, hususan bu zamanda çok pahalıdır.

Ses Yok