Hakikat Nurlari | Yirmialtıncı Mektub | 133
(114-143)

ziyade bir sahib-i velayet, sahib-i himmet ve sahib-i kemalât lâzım. Eğer hakikatı hal dediğin gibi ise, ziyaretinize yanlış geldik." lisan-ı halleri diyor.

Elcevab: Beş noktayı dinleyiniz, sonra düşününüz. Ziyaretiniz beyhude mi, yoksa faideli midir? O vakit hükmediniz.

Birinci Nokta: Nasılki bir padişahın âdi bir hizmetkârı ve bîçare bir neferi; padişah namına feriklere, paşalara hedayayı şahanesini ve nişanlarını veriyor, onları minnetdar ediyor. Eğer ferikler ve müşirler, "Bu âdi nefere neden tenezzül edip, elinden ihsan ve nişanları alıyoruz?" deseler, mağrurane bir divaneliktir. Eğer o nefer dahi; vazifesinin haricinde müşire kıyam etmezse, kendini ondan yüksek görse, eblehçesine bir divaneliktir. Hem eğer o memnun olan feriklerden birisi, müteşekkirane o neferin kulübeciğine tenezzülen misafir gitse; kuru ekmekten başka bulmayan o nefer mahcub kalmamak için, o hali gören ve bilen padişah elbette o neferini mahcub etmemek için matbah-ı şahaneden, sadık hizmetkârının muhterem misafirine tabla gönderir; öyle de:

Ses Yok