İşte Risale-i Nur’daki ekser müvazeneler küfür ve dalaletin dünyadaki elîm ve ürkütücü neticelerini göstermekle, en muannid ve nefisperest insanları dahi o menhus, gayr-ı meşru lezzetlerden ve sefahetlerden bir nefret verip aklı başında olanları tövbeye sevkeder.
O müvazenelerden Altıncı, Yedinci, Sekizinci Sözlerdeki küçük müvazeneler ve Otuzikinci Söz’ün Üçüncü Mevkıfı’ndaki uzun müvazene; en sefih ve dalalette giden adamı da ürkütüyor, dersini kabul ettiriyor.
Meselâ: Âyet-i Nur’daki seyahat-ı hayaliye ile hakikat olarak gördüğü vaziyetleri gayet kısaca işaret edeceğiz. Tafsilini isteyen Sikke-i Gaybiye’nin âhirindeki 256’dan 259’uncu sahifeye kadar baksın. Ezcümle:
O seyahat-ı hayaliyede, rızka muhtaç hayvanat âlemini gördüğüm vakit, maddî felsefe ile baktım. Hadsiz ihtiyacat ve şiddetli açlıklarıyla beraber za’f ve aczleri, o zîhayat âlemini bana çok acıklı ve elîm gösterdi. Ehl-i dalalet ve gafletin gözüyle baktığımdan feryad eyledim. Birden hikmet-i Kur’aniye ve imanın dûrbîni ile gördüm: