İçtihat Risalesi | İçtihat Risalesi | 2
(2-53)
YİRMİYEDİNCİ SÖZ

İçtihad Risâlesi

Beş-altı sene mukaddem, Arabî bir risâlede, içtihada dair yazdığım bir mes’ele, iki kardeşimin arzularıyla, o mes’eleye dair haddinden tecavüz edenin haddini bildirmek için, şu söz, o mes’ele-i içtihadiyyeye dair yazıldı.




İçtihad kapısı açıktır. Fakat şu zamanda oraya girmeye “altı mâni” vardır.

Birincisi: Nasılki kışta, fırtınaların şiddetli olduğu bir vakitte, dar delikler dahi seddedilir. Yeni kapıları açmak, hiçbir cihetle kâr-ı akıl değil. Hem nasılki büyük bir selin hücumunda, tamir için duvarlarda delikler açmak gark olmağa vesiledir. Öyle de, şu münkerat zamanında ve âdât-ı ecânibin istilâsı anında ve bid’aların kesreti vaktinde ve dalâletin tahrîbatı hengâmında, içtihad namıyla, kasr-ı İslâmiyetten yeni kapılar açıp, duvarlarından muharriblerin girmesine vesile olacak delikler açmak, İslâmiyete cinâyettir.

İkincisi: Dinin zaruriyâtı ki, içtihad onlara giremez. Çünki: kat’î ve muayyendirler. Hem o zaruriyât, kut ve gıda hükmündedirler. Şu zamanda terke uğruyorlar ve tezelzüldedirler ve bütün himmet ve gayreti, onların ikamesine ve ihyasına sarfetmek lâzım gelirken, İslâmiyet’in nazariyât kısmında ve selefin içtihadat-ı sâfiyane ve hâlisanesiyle, bütün zamanların hâcâtına dar gelmeyen efkârları olduğu halde, onları bırakıp heveskârane yeni içtihadlar yapmak, bid’akârane bir hıyanettir.

Ses Yok