Muhakemat | Üçüncü Makale | 90
(90-137)
Unsuru’l-Akîde

Üçüncü Makale

Bu kelime-i âliye, üssü’l-esas-ı İslâmiyet olduğu gibi kâinat üstünde temevvüc eden İslâmiyetin en nurânî ve en ulvî bayrağıdır. Evet misak-ı ezeliye ile peyman ve yeminimiz olan îman, bu menşur-u mukaddeste yazılmıştır. Evet âb-ı hayat olan İslâmiyet ise, bu kelimenin aynü’l-hayatından nebean eder. Evet ebede namzed olan nev’-i beşer içinde saâdet-saray-ı ebediyeye tayin ve tebşir olunanın ellerine verilmiş bir ferman-ı ezelîdir. Evet kalb denilen avalim-i gayba karşı olan penceresinde kurulmuş olan latîfe-i Rabbânîyenin fotoğrafıyla alınan timsal-i nurânîyle Sultan-ı Ezel’i i’lân eden harita-i nurânîyesidir ve tercüman-ı beligidir. Evet vicdanın esrârengiz olan nutk-u beliganesini cem’iyyet-i kâinata karşı vekaleten inşad eden hatib-i fasihi ve kâinata Hâkim-i Ezel’i i’lân eden îmanın mübelliğ-i beligi olan lîsanın elinde bir menşur-u lâyezalîdir.

İşâret: Bu kelime-i şehâdetin iki kelâmı birbirine şâhid-i sâdıktır ve birbirini tezkiye eder. Evet ulûhiyet nübüvvete bürhan-ı limmîdir. Muhammed Aleyhisselâm, Sâni-i Zülcelâl’e zâtıyla ve lîsanıyla bürhan-ı innîdir...

Tenbih: Hakâik-i akaid-i İslâmiye, bütün teferruatıyla kütüb-ü İslâmiyede mufassalan müberhene ve musarrahadır, görünebilir.

Ses Yok