Hanımlar Rehberi | Hanımlar Rehberi | 53
(1-54)
        Üstadımız Efendimiz Hazretleri!
        Siz aldatmayan, özü-sözü bir olan, ilmiyle amel eden hakikî bir üstadsınız. En müstakim, hakikî bir mürşid-i kâmilsiniz. Size teklif edilen hediyeleri şimdiye kadar reddetmemiş olsaydınız, altundan saray yaptırırdınız. Siz Nur Risaleleriyle hakikî bir üstad, hakikî en büyük bir mürşidsiniz ki; kendiniz için dünya menfaatlerini toplamadınız, dünya servetleri peyda etmediniz… Dünyayı terkettiniz. Sırf Allah rızası için iman dersleri verdiniz, Kur’an’a hizmet ettiniz. İşte sizdeki bu ihlas içindir ki; biz kadınlar ve milyonlarca erkekler, ihtiyarlar, gençler kitablarınıza sarılıyorlar.. derslerinize itimadla devam ediyorlar. Din için, iman için fedai oluyorlar. Risale-i Nur uğrunda bütün müşkilâtlara göğüs geriyorlar. Sizin sözlerinize çok ehemmiyet veriyorlar, inanıyorlar…
   
        Siz, Kur’an-ı Kerim’de kadınların kıymetini, iffet ve ismetini muhafaza eden, onları pis nazarlardan koruyan âyeti tefsir ettiğiniz için dinsizler sizi i’dam mahkemesine verdiler, zindanlara attılar. O mahkemelerde, size verilecek ölüm cezasından hiç korkmadınız. Tahammül edilmez işkencelere tahammül ettiniz, yılmadınız. Yine o âyet-i kerimenin tefsiri olan ve kadınlığın hukukunu müdafaa eden risalenizi metanetle müdafaa ettiniz. Bu asırda kötü şeyler içinde bırakılan ve dinî, hakikî bir koruyucuya pek muhtaç olan kadınları; masiyetten koruyan, yükselten risalenizi yine neşrettiniz, bizlerin imdadına yetiştirdiniz. Bize efendilerimiz diyorlar ki: “Bu otuz-kırk sene içinde, kadınları müdafaa eden İslâmî bir eseri yazmağa hiçbir kimse cesaret edemedi. Böyle bir eseri, dinsizlerin işkenceleri içerisinde, ancak Bedîüzzaman yazabildi. Kadınlık âlemine büyük bir rehber oldu…”
   
        Üstadımız! Siz, dinsizlerin çok olduğu böyle bir zamanda, sizi i’dam etmek için götürdükleri mahkemelerde Kur’an’ı ve İslâmiyeti müdafaa ettiniz.
        Mürşid-i kâmilin nasıl bir zât olacağını, Abdülkadir-i Geylanî (R.A.), Şah-ı Nakşibend (R.A.), İmam-ı Rabbanî (R.A.) Hazretleri gibi büyük zâtların kitablarından öğrenen kardeşlerimiz vardır. Bizler, en büyük bir üstadın, en büyük bir mürşid-i kâmilin şartlarını, hallerini, evsafını tamamen sizde buluyoruz, eserlerinizde okuyoruz. Mürşid-i kâmil ancak yukarıda bir-iki vasfını arzettiğimiz şekilde olan bir zâttır. Biz, ancak öyle olan siz gibi bir üstada ve eserlerine bağlanıyoruz. Çocukluğunuzdan beri istikametle geçen sizin hallerinizi çoklar aynen gördükleri gibi, mahkemelerde de sizin haliniz ayân-beyan oldu. Bunlar, sizin bu zamanda emsali olmayan eser sahibi en büyük bir zât olduğunuza delildir.
   
Ses Yok